• TANIŞALIM
  • BLOG
    • SİNİRBİLİM
    • PSİKOLOJİ
      • ALIŞKANLIKLAR
      • POZİTİF PSİKOLOJİ
      • BİLİŞSEL YANLILIKLAR
      • ÖĞRENME
      • VERİMLİLİK
      • İLİŞKİLER
    • KÜLTÜR
    • HİKAYELER
  • YOUTUBE
  • Ece A. Ala

  • MAĞAZA
  • SSS
  • İLETİŞİM
0

Ece A. Ala

Pozitif Psikoloji, Psikoloji, İlişkiler
/
13 Ocak 2019

6:0 MÜMKÜN MÜ?

Burada, burada ve burada öğrendiklerimizi kısaca gözden geçirelim:

Negatiflerin sesi pozitiflerden her zaman daha güçlü çıkıyor.

Bireysel olarak “flourishing” düzeyine çıkabilmek için her bir negatif deneyime karşılık 3 pozitif deneyim yaşamamız gerekiyor. Bununla birlikte, pozitiflerin sayısı arttıkça ve 5:1’lere, 6:1’lere ulaştıkça daha optimal bir deneyim yaşamak mümkün oluyor.

İlişkilerde “flourishing” düzeyine çıkabilmek içinse çiftlerin her bir negatif deneyime karşılık 5 pozitif deneyim yaşamaları gerekiyor.

Tamam, bu noktaya kadar her şey çok güzel. Fakat çok büyük ihtimalle aklınızda beliren iki soru var şu anda:

  1. Neden “her bir negatif deneyime karşılık” kalıbını kullanıyoruz? Neden “her 6 deneyime karşılık sıfır negatif deneyim” hedefimiz değil?
  2. Eğer pozitifleri arttırmak bu kadar önemliyse, neden her bir negatif deneyime karşılık, örneğin, 100 pozitifi hedeflemiyoruz?

İlk sorudan başlayalım. Prof. Fredrickson, Positivity isimli kitabında “hiçbir sıkıntı yaşamadan geçecek bir hayatı” hedeflemenin gerçeklikten oldukça uzak olduğunu vurguluyor. Fredrickson aynı zamanda, kendi geliştirdiği ve geçerliği kanıtlanmış olan Pozitif Oran Ölçeği’ni bireysel pozitif/negatif deneyim oranımızı bulmak için 2-4 hafta boyunca her günün sonunda uygulamamızı öneriyor ve ekliyor: “Her ne kadar bir gün içinde kayda değer herhangi bir negatif deneyim yaşamamış olmak mümkün olsa da, kariyerim boyunca 4 hafta süresince hiçbir negatif deneyim yaşamamış hiç kimseyle karşılaşmadım.”.

Bu noktada negatif deneyimleri “kötü” olarak yaftalamaktan kaçınmakta da fayda var. Örneğin Dr. Gottman’ın evli çiftlerle gerçekleştirdiği 40 yılı aşkın çalışmaları bize şunu gösteriyor: “Kızgınlık duygusu ve çatışmalar doğru ele alındığı takdirde ilişkiler için yapıcı ve sağlıklıdır. Bununla birlikte, çatışmalara aşağılama, savunma ve yapıcı olmayan eleştiriler karıştığı takdirde ilişkiler yıkıma geçer.”. Dolayısıyla negatifleri ele alış biçimimiz, en nihayetinde onları pozitifler hanesine geçirmemizi sağlayabilir.

Özetlemek gerekirse, negatifleri hayatımızdan sonsuza dek uzaklaştırmaya çalışmak yerine uygulayabileceğimiz iki alternatif var:

  1. negatifleri sağlıklı bir biçimde ele almayı öğrenmek
  2. pozitiflerin sayısını mümkün olduğunca arttırmak.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR...

İRADE GÜCÜ KASI: KULLANDIKÇA GELİŞİR

30 Eylül 2019

NEDEN BİR KİŞİYE AŞIK OLURUZ DA HEMEN HEMEN AYNI ÖZELLİKLERE SAHİP BİR BAŞKASINA AŞIK OLMAYIZ?

13 Şubat 2019

POZİTİFLE DENGELEME

9 Ocak 2019

NEDEN EVLERDE EKMEK YAPMAYA BAŞLADIK?

3 Nisan 2020

YORUMLARINIZI DUYMAYI ÇOK İSTERİM!Cevabı iptal et

ÖNCEKİ YAZI
İLİŞKİLERDE SİHİRLİ ORAN 5:1
SONRAKİ YAZI
NEGATİFLER DEĞERLİDİR: “SICAK HAVA BALONU”

INSTAGRAM

🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh.

🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲

👇🏼devamı yorumda👇🏼
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh. 🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲 👇🏼devamı yorumda👇🏼
20 saat ago
View on Instagram |
1/6
[TR] Ve başlıyoruz 🥲 Bugün, günlük hayatın olanca yoğun temposunda, içsel huzur ve zihinsel berraklık kazanabilmek adına her gün meditasyon yapmayı deneme yolculuğumun 1. günü 🧘🏽‍♀️

Aynı zamanda, sahip olduğumuz her şeyi 20 adet karton kutu içine sığdırarak, Kim’le birlikte 1 ay önce ilk görüşte bahçesine aşık olduğumuz ve aynı gün içinde satın almaya (tabii tamamını değil, 1/3ünü hehe😄) karar verdiğimiz bu tatlı eve taşındığımız gün. Kutuları, ara sıra çiseleyen yağmurun altında içeri taşırken, son zamanlarda zihnimin de tıpkı bu kutulara benzediğini düşündüm bugün; geçmişe ait anılar, geleceğe dair endişeler, umutlar, hayal kırıklıkları, belirsizliklerle ağzına kadar dolu her biri. Tek ortak noktalarıysa hepsinin de sadece “düşüncelerden” oluşuyor olması. Bu yaz, yavaşlamayı ve içlerinde sürüklenmeden gözlemlemeyi öğrenerek farklı bir ilişki kurmak istediğim “düşüncelerimden”…

Bu yolculukta, meditasyonun hem bilimini hem de çeşitli uygulama yöntemlerini keşfetme yolculuğumu her gün burada belgeleyeceğim. Her yeni gün ne getirirse oradan yola çıkar muhabbet ederiz diye düşünüyorum 😊

Ee ne diyorsunuz, siz de benimle denemeye var mısınız? 🌝

P.S.: Buralarda bir şeyler paylaşmayı ne çok özlemişim 😩🫂
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
[TR] Ve başlıyoruz 🥲 Bugün, günlük hayatın olanca yoğun temposunda, içsel huzur ve zihinsel berraklık kazanabilmek adına her gün meditasyon yapmayı deneme yolculuğumun 1. günü 🧘🏽‍♀️ Aynı zamanda, sahip olduğumuz her şeyi 20 adet karton kutu içine sığdırarak, Kim’le birlikte 1 ay önce ilk görüşte bahçesine aşık olduğumuz ve aynı gün içinde satın almaya (tabii tamamını değil, 1/3ünü hehe😄) karar verdiğimiz bu tatlı eve taşındığımız gün. Kutuları, ara sıra çiseleyen yağmurun altında içeri taşırken, son zamanlarda zihnimin de tıpkı bu kutulara benzediğini düşündüm bugün; geçmişe ait anılar, geleceğe dair endişeler, umutlar, hayal kırıklıkları, belirsizliklerle ağzına kadar dolu her biri. Tek ortak noktalarıysa hepsinin de sadece “düşüncelerden” oluşuyor olması. Bu yaz, yavaşlamayı ve içlerinde sürüklenmeden gözlemlemeyi öğrenerek farklı bir ilişki kurmak istediğim “düşüncelerimden”… Bu yolculukta, meditasyonun hem bilimini hem de çeşitli uygulama yöntemlerini keşfetme yolculuğumu her gün burada belgeleyeceğim. Her yeni gün ne getirirse oradan yola çıkar muhabbet ederiz diye düşünüyorum 😊 Ee ne diyorsunuz, siz de benimle denemeye var mısınız? 🌝 P.S.: Buralarda bir şeyler paylaşmayı ne çok özlemişim 😩🫂
3 ay ago
View on Instagram |
2/6
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲). - 👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta: ✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨ Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil? Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun: 1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek. Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂 - 👇🏼 devamı yorumlarda
4 ay ago
View on Instagram |
3/6
Yeni yılda hem hedeflerine biraz daha yaklaşmak hem de hayatın karşısına çıkarabileceği fırsatları kocaman kucaklayabilmek için kendisine akıcı İngilizce konuşma becerisi hediye etmek isteyenlere harika bir hediyeyle geldim: Cambly’de yeni yıla özel çok kısıtlı bir süre için %60 indirimden yararlanmak isteyenler için indirim kodumuz “23ece” 🎁

Herkese şahane fırsatlar ve anılarla dolu yepyeni bir yıl diliyorum! 🤩🎈

-

Special thanks to Laoura! ♥️ (σε ευχαριστώ πάρα πολύ Laoura!) 

-

#işbirliği @camblyt
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Yeni yılda hem hedeflerine biraz daha yaklaşmak hem de hayatın karşısına çıkarabileceği fırsatları kocaman kucaklayabilmek için kendisine akıcı İngilizce konuşma becerisi hediye etmek isteyenlere harika bir hediyeyle geldim: Cambly’de yeni yıla özel çok kısıtlı bir süre için %60 indirimden yararlanmak isteyenler için indirim kodumuz “23ece” 🎁 Herkese şahane fırsatlar ve anılarla dolu yepyeni bir yıl diliyorum! 🤩🎈 - Special thanks to Laoura! ♥️ (σε ευχαριστώ πάρα πολύ Laoura!) - #işbirliği @camblyt
9 ay ago
View on Instagram |
4/6
Keyifle dinlediğim Türkçe podcastlerden bir derleme hazırlayacağıma söz vermiştim geçen hafta ve ta-daa sözümü tutmuş olmanın dayanılmaz hafifliğiyle başlıyorum bu pazartesi gününe 😁 Listede “Aa bunları ben de dinliyorum!” dediğiniz podcastler var mı? Veya listede olmayıp da “Bunları sevdiysen muhtemelen şunu da seversin” tarzı önerileriniz varsa da duymak isterim 😊 E hepimize keyifli dinlemeler! 🎧
-
İsmi geçen podcast sunucularının Instagram hesapları:
@odtucocukergenlab 
@imtolstoyevski 
@mserdark 
@bumuyanipodcast 
@endiselipsikolog 
@pelindilaracolak 
@yakiniliskiler 
@nornek 
@denizdulgeroglu 
@ecemkoo 
@nohutvevarolusculuk 
@raykakumru 
@ecetargit 
@_seymaunal_
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Keyifle dinlediğim Türkçe podcastlerden bir derleme hazırlayacağıma söz vermiştim geçen hafta ve ta-daa sözümü tutmuş olmanın dayanılmaz hafifliğiyle başlıyorum bu pazartesi gününe 😁 Listede “Aa bunları ben de dinliyorum!” dediğiniz podcastler var mı? Veya listede olmayıp da “Bunları sevdiysen muhtemelen şunu da seversin” tarzı önerileriniz varsa da duymak isterim 😊 E hepimize keyifli dinlemeler! 🎧 - İsmi geçen podcast sunucularının Instagram hesapları: @odtucocukergenlab @imtolstoyevski @mserdark @bumuyanipodcast @endiselipsikolog @pelindilaracolak @yakiniliskiler @nornek @denizdulgeroglu @ecemkoo @nohutvevarolusculuk @raykakumru @ecetargit @_seymaunal_
1 sene ago
View on Instagram |
5/6
Bir araştırma görevlisinin günlüğü tadında bir video oldu bence 🤓 İçinde karanlıklar içinde bir sabah rutini de var, ufak çaplı bir GRWM de, Oslo’dan insan manzaraları da, günde 4+ saati yolda geçen birinin bu zaman dilimlerinde üç aşağı beş yukarı neler yaptığı da 😃

Sözün özü, haftaya nasıl başlıyorsun diyenlere cevabım: BEYLE 🤗 Peki sizde durumlar nasıl? 🤍
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Bir araştırma görevlisinin günlüğü tadında bir video oldu bence 🤓 İçinde karanlıklar içinde bir sabah rutini de var, ufak çaplı bir GRWM de, Oslo’dan insan manzaraları da, günde 4+ saati yolda geçen birinin bu zaman dilimlerinde üç aşağı beş yukarı neler yaptığı da 😃 Sözün özü, haftaya nasıl başlıyorsun diyenlere cevabım: BEYLE 🤗 Peki sizde durumlar nasıl? 🤍
1 sene ago
View on Instagram |
6/6

Copyright © 2023Site Powered by Pix & Hue.