
Fisher ve arkadaşlarının, ilişkileri 10 yıldan uzun bir süredir devam eden ve partnerlerine hala aşık olduklarını belirten 10 kadın ve 7 erkek katılımcı ile gerçekleştirdikleri bir çalışmada, katılımcılara partnerlerinin fotoğrafları, çok uzun süredir tanıdıkları çok yakın bir arkadaşlarının fotoğrafları ve aşina oldukları bir kişinin fotoğrafları gösteriliyor. Katılımcıların yalnızca uzun süreli partnerlerinin fotoğraflarını görüntülediği durumda, beyinde bazı spesifik bölgelerde yoğun aktiviteler meydana geliyor. Gelin bunlardan birkaçına kısaca göz atalım:

- Raphe Nuclei: Aşkın ilk evresinde serotoninin azalması dolayısıyla, ilgimizi çeken kişiye “fikse olma”, ondan başka pek bir şey düşünememe durumundan bahsetmiştik. İkinci evrede ise serotoninin beyinde başlıca üretim fabrikası olan ve beyin sapında konumlanan Raphe Nuclei’ın aktivasyonunun artması ile beyinde serotonin miktarları da artışa geçiyor. Araştırmacılar beyinde artan serotoninin de yardımıyla, aşıkların “daha sakin ve huzurlu” olan ikinci evreye adım attığını belirtiyor.
- VTA ve dorsal Striatum: VTA ve Striatum’un bir parçası olan Caudate, aşkın ilk evresinden aşina olduğumuz, dopaminerjik nöronların yoğunlukta olduğu “ödül” bölgeleriydi. İkinci evrede de bizimle birlikteler ve aşık olduğumuz kişiyle birlikte olmanın bize hala “iyi hissettirmesinden” sorumlular.
- Anne sevgisi (maternal love) ile ilişkilendirilen bölgeler: Anterior cingulate cortex, insula, raphe nucleus vb. aşkın ilk evresinde karşımıza çıkmayan fakat annenin bebeğe olan sevgisi üzerine yapılan çalışmalarda yoğun aktivasyon gösterdiği belirtilen bölgelerden bazıları aşkın ikinci evresinde kendilerini gösteriyorlar.
- Hipotalamus: Dawn Maslar’ın “How Your Brain Falls in Love” isimli TEDx konuşmasından bahsettiğimiz paylaşımda Oksitosin ve Vasopressin üzerine konuşmuştuk. İşte Hipotalamus, beyinde bu iki hormonun da üretildiği fabrika. Dolayısıyla aktivasyonunun artmış olmasına, bir önceki paylaşımı okumuş olanlar şaşırmıyordur diye tahmin ediyorum 😊