
Acaba planlama yanılgısıyla baş edebilmek için bilimsel olarak test edilmiş bir yöntem var mı?
Cevap veriyorum, evet 🤓 Bugün bahsedeceğim çalışma, 2000 yılından ve Hollandalı bir araştırma grubundan geliyor.
Çalışmaya katılan 122 üniversite öğrencisinden, bir sonraki haftaya dahil olacak şekilde bir gün belirlemeleri (örneğin 24 Nisan Çarşamba) ve o gün boyunca yaşadıkları deneyimlerini anlattıkları bir rapor yazmaları isteniyor. Aynı zamanda çalışmanın amacının da aslında öyle olmasa da, öğrencilerin boş zamanlarını nasıl geçirdiklerini anlamaya yönelik olduğu söyleniyor.

Minik bir not:
Bazen psikoloji araştırmalarında bu örnekte olduğu gibi “kandırma” (deception) yöntemi kullanılır, verilerin doğruluğunu mümkün olduğunca arttırmak adına. Örneğin, bu çalışmayla planlama ve yapılan plana uyma becerisinin ölçülmek istendiği bilgisi verilseydi, öğrencilerin yaptıkları plana uyma motivasyonları bu bilgiden etkilenebilir ve farklı sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Fakat “kandırma” yönteminin kullanıldığı her çalışmanın sonunda katılımcıya mutlaka bu konuda bilgi verilir ve çalışmanın gerçek amacı açıklanır, bu aşamaya da “debriefing” adı verilir.
Ardından yine tüm öğrencilere, boş zamanlarda gerçekleştirilen aktivitelerin kolayca unutulabileceği, bu nedenle seçtikleri gün sona erdikten sonra raporu “mümkün olduğunca kısa sürede tamamlamaları” söyleniyor. Son olarak tüm öğrencilerin, seçtikleri günü ve tahminen o gün yaşadıkları deneyimleri raporlamayı bitirecekleri günü araştırmacılara bildirmesi gerekiyor.
İşte tam da bu noktadan sonra yönergeler farklılaşıyor. Öğrenciler, çalışma başlamadan önce araştırmacılar tarafından iki farklı gruba ayrılmış durumda aslında.
İLK GRUP:
İlk grupta yer alan öğrencilerden, bu raporu “ne zaman ve nerede” yazacaklarına da karar vermeleri isteniyor.
Bunu yaparken de oldukça spesifik olmaları gerekiyor (Örneğin, deneyim günü için 24 Nisan’ı seçtiğimizi varsayarsak, “25 Nisan Perşembe günü kahvaltının hemen ardından, oturma odasındaki kanepeye oturup yazacağım raporu.” diyebiliriz).
Bununla da kalmıyor, aynı öğrencilerden seçtikleri durumu hayallerinde canlandırmaları (visualization) ve içlerinden sessizce “Niyet ediyorum raporumu …. (belirlenen zaman) …. (belirlenen mekan)’da yazmaya” demeleri gerekiyor. Türkçe’ye çevirince çok komik oldu farkındayım biraz da aklınızda kalması için böyle yazdım 🤗, orijinal İngilizce cümle “I intend to write the report in situation X” 😁

İKİNCİ GRUP:
İkinci gruptaki katılımcılarınsa zaman-mekan belirleme ve hayalinde canlandırma adımlarından haberleri olmuyor.
ŞİMDİ GELELİM ÇALIŞMANIN SONUÇLARINA:
1. İlk grupta yer alan katılımcılar (zaman-mekan belirleyen ve hayalinde canlandırma yapan) raporu bitireceklerini tahmin ettikleri günü belirlerken, ikinci grupta yer alan katılımcılara göre daha iyimser davranmış. Yani daha kısa bir sürede tamamlayacaklarını düşünmüşler. Hmm, acaba bu planlama yanılgısının ateşine körükle gitmek gibi bir şey mi? 🤔
2. Hayır, çünkü gerçekten de ilk grup rapor yazma görevini daha kısa sürede tamamlamış! 🙌 Aynı zamanda ilk grubun, görevi bitirmeyi planladıkları süreyle gerçekte tamamladıkları süre arasındaki fark, ikinci grubun görevi bitirmeyi planladıkları süreyle gerçekte tamamladıkları süre arasındaki farktan anlamlı olarak daha az. Yani, ilk grubun “Gerçekçi Olmayan İyimserlik” eğilimi azalmış, “Gerçekçi İyimserlik” eğilimi artmış gibi gözüküyor bu pratikle.
3. İlk grupta yer alan katılımcılar, dış uyaranlardan (Örneğin, telefon çalması vb.) daha az etkilenmiş görevi gerçekleştirirken. Araştırmacılar bu durumun sebebinin, kişilerin işi gerçekleştirecekleri zaman ve mekanın seçimini yaparken zihinlerinin bir bilgisayar gibi mevcut ortam ve zamanları tarayıp görev boyunca en az rahatsız edilebilecekleri seçenekleri saptaması ve bu seçeneklerde karar kılması olabileceğini düşünüyor.
Kaynak:
Koole, S., & van’t Spijker, M. (2000). Overcoming the planning fallacy through willpower: effects of implementation intentions on actual and predicted task-completion times. European Journal Of Social Psychology, 30(6), 873-888.