• TANIŞALIM
  • BLOG
    • SİNİRBİLİM
    • PSİKOLOJİ
      • ALIŞKANLIKLAR
      • POZİTİF PSİKOLOJİ
      • BİLİŞSEL YANLILIKLAR
      • ÖĞRENME
      • VERİMLİLİK
      • İLİŞKİLER
    • KÜLTÜR
    • HİKAYELER
  • YOUTUBE
  • Ece A. Ala

  • MAĞAZA
  • SSS
  • İLETİŞİM
0

Ece A. Ala

Hikayeler, Psikoloji, İlişkiler
/
18 Ağustos 2019

Bİ’ DENEYELİM BAKALIM NE OLACAK? : RIDDIKULUS

Cuma sabahı Kim’le beraber Hella Plajı‘na gidip akşam üzeri geri dönmek üzere bir bisiklet turu yapmaya karar veriyoruz. İkinci el bisikletlerimiz kapının önünde bizi bekliyor, mataralarımız, mayolarımız ve atıştırmalıklarımız da sırt çantalarımızda. Hava pırıl pırıl, güneş tepede. Anlayacağınız, tablo müthiş. Müthiş, DE… Bisiklet sürmeyi taa 21 yaşında, Hollanda’ya değişim öğrencisi olarak gittiğinde öğrenmiş bir Ece de mevcut aynı tablonun içinde. Bisiklet sürmeyi öğrenmek dediysem de, Hollanda’nın o sıfır engebeli bisiklet yollarında eviyle okulu arasında gidip gelmeyi başaracak, bunu yaparken de devrilip düşmeyecek kadar bir beceriye sahip bu Ece, öyle söyleyeyim. Yanından geçen arabalar ve karşısına çıkıveren inişlerse, bildiniz, hala birer stres faktörü.

Yolculuk gayet rahat başlıyor aslında. Bisikletliler için ayrılmış yollarda sakince pedallıyor, kah kuş cıvıltılarına veriyoruz tüm dikkatimizi, kah yoldan geçen her beşinci arabanın rengini tahmin etme iddiasına giriyoruz.

Yaklaşık 15 dakikayı geride bırakmışken, bu noktadan sonra bambaşka bir deneyimin beni beklediğini anlıyorum. Kazı çalışmaları gırla gidiyor, bisiklet yolları hak getire, üstelik bir noktada kocaman bir ormanın içinden geçmemiz gerekiyor, evet bildiniz, sık sık yokuş aşağı pedallayarak.

Arabaların kıyısından, devrilmeden ve kazaya yol açmadan tıngır mıngır gitmeyi bir şekilde kotarıyorum kotarmasına da, karşıma çıkan ilk inişte kalbim ağzımın içinde atmaya başlıyor, saniyeler sonra arkamda derin tekerlek izleri bırakarak ani bir fren yapıyor, kendimi bisikletten zor atıyorum aşağıya. “N’oldu?” diyor Kim şaşkınlıkla, “Kontrol edebilirim sanmıştım ama panikledim yokuş aşağı inerken.” diyorum.

Ufak bir mola veriyoruz. Bu sırada, hangi frenin hangi tekerleği kontrol ettiğini yanlış hatırladığımı öğreniyorum. Tamam, bu bilgiyi atıyorum cebe. “Devam edebilir misin?” diyor Kim, “Yani, korkuyorum tabii ama plaja ulaşma isteğim ağır basıyor. Bİ’ DENEYELİM BAKALIM NE OLACAK.” diyorum.

Bir sonraki inişte bu kez de hızımı bir türlü kontrol edemediğim için panikleyip atıyorum kendimi aşağıya.

“Hadi,” diyor Kim, “Yakında asfalt bir iniş var. Oraya gidelim, biraz dene kendi hızını bulmayı ve kontrol etmeyi. Fakat sana önerim, paniklediğin anda kendini aşağı atma. Hızını azaltmayı dene istersen, ama ne olursa olsun yolda kalmaya çalış.”. Ulaştığımız noktada nispeten dik ve upuzun bir iniş uzanıyor karşımda. Haydaa, bunu beklemiyordum işte. “Korkuyorum. Gerçekten korkuyorum.” diyorum Kim’e, “Daha önce hiç bu kadar uzun bir yokuşta bisiklet sürmedim. Ama merak da ediyorum. Bİ’ DENEYELİM BAKALIM NE OLACAK.”. Derin bir nefes eşliğinde çıkıyorum bisikletime.

Müthiş temkinliyim. Yokuş aşağı tıngır mıngır inme rekoru kırıyor olabilirim. Bisikletin azıcık hızlanmasına katiyen izin vermiyorum.

Bir süre sonra “Keyifli aslında, belki biraz hızlanabilirim. Bİ’ DENEYELİM BAKALIM NE OLACAK.” diye düşünüyorum ve birazcık gevşetiyorum o sıkı sıkıya yapıştığım frenleri.

Tam “Haha, baya keyifli ya!” diye düşünürken gereğinden fazla hızlanmaya başladığımı fark ediyorum. “HAYIR OLAMAZ, N’APTIN ECE?!” diye tıslıyor iç sesim.

Tıslayan iç sesimi fark ediyorum.

Cevap veriyorum ona, “Hızını biraz azaltabilirsin, biliyorsun. Bir an önce tamamlamak zorunda değilsin hiçbir şeyi. Kendine kanıtlamak zorunda değilsin ne kadar hızlı gidebileceğini. Ne kadar ‘becerikli’ olduğunu. Korkman doğal. Bu yepyeni bir deneyim ne de olsa. Ama korktuğunda atmak zorunda değilsin kendini aşağıya. Sadece yolda kal. Önemli olan tek şey bu.” Biraz yavaşlıyorum. İyi geliyor yavaşlamak kalp atışlarıma.

Karşıdan bir araba geliyor, arkasından bir tane daha.

Yokuş, yokuş aşağı inmek, bisiklet, araba, arabalar.

O güne dek bir araya gelmesinden korktuğum her şey, bir senaryoda toplanmış sanki.

“Eh,” diyorum, “Olur bazen öyle Ece. Hayatta da böyle değil midir zaten, bazen korktuğun her şey toplanır gelir, sığar birkaç güne. Ama şunca yıllık hayatında öğrendiğin bir şey varsa, o da hepsinin geliiiip geçtiği. Arabaların önce yaklaşıp sonra uzaklaşmaları, yokuşların bir noktada düzlüğe çıkması, saf karanlığın günün ilk ışıklarına evrilmesi gibi.”

Kim yanımdan hızla geçip giderken “Süper gidiyorsun, aşağıda buluşalım.” diyor. Bense, ona yetişmeye çalışmadan, telaşla “Dur beni bekle!” demeden, beni iyi hissettirdiğini ve keyif verdiğini keşfettiğim o yavaş hızda devam ediyorum inişe.

Çünkü yol benim yolum, hız benim hızım.

Çünkü yavaş gitmek, geride kalmakla eş değer değil. Yavaş gitmek, gitmenin, ilerlemenin bir türü yalnızca. İlerlemekse yaşadığımı hissettiriyor.

Çünkü denemek, başarmaktan daha keyifli. Denemek; başarmanın veya başaramamanın, kazanmanın veya kaybetmenin o ağır yükünü kucaklayıp alıyor omuzlarımdan. Çünkü her denemede, bir parça daha öğreniyor, bir parça daha tanışıyorum kendimle. Bir parça daha anlıyorum bir sonraki denemede neyi değiştirebileceğimi. Bir parça daha anlıyorum bir sonraki sefer biraz daha az zorlanacağımı.

Çünkü korktuğum her şeye şöyle bir bakıp “Bİ’ DENEYELİM BAKALIM NE OLACAK.” dediğimde Harry Potter dünyasında, karşısındaki kişinin en büyük korkusunu somutlaştıran Boggart’ı komik duruma düşürüp tüm ürkütücülüğünü kaybettiren Riddikulus büyüsünü kullanmış gibi hissediyorum. Bu düşüncenin kendisi bile komik geliyor. Gülümsüyorum 🌸

 

Hella Plajı’ndan birkaç kare:

  

ETİKETLER:kişisel

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR...

MAHKEME ISTAKOZU OLMAYA KARAR VERDİĞİM GÜN

3 Ekim 2019

SAPIR-WHORF HİPOTEZİ: DİL, DÜŞÜNCELERİ ETKİLER Mİ?

4 Mart 2019

GENİŞLET VE İNŞA ET

17 Ocak 2019

HİKAYE: LAMBA CİNİ VE BAHÇE

8 Haziran 2019

YORUMLARINIZI DUYMAYI ÇOK İSTERİM!Cevabı iptal et

ÖNCEKİ YAZI
ETİKETLER x “ECE”
SONRAKİ YAZI
“TAKE IT ONE STEP AT A TIME”

INSTAGRAM

Bu video epey paylaşıldı son günlerde ve söylemek istediğim birkaç şey vardı kendisiyle ilgili. En sonunda takip ettiğim bir kişinin daha paylaştığını görünce “belki bir yerlerde bu videoyu izlemiş ve/veya şu anda bunları duymaya ihtiyacı olan birileri olabilir” diye düşünerek hasta yatağımdan (pardon, kanepemden) kötü sesimle içimi döktüm biraz 🫂 Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili?
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Bu video epey paylaşıldı son günlerde ve söylemek istediğim birkaç şey vardı kendisiyle ilgili. En sonunda takip ettiğim bir kişinin daha paylaştığını görünce “belki bir yerlerde bu videoyu izlemiş ve/veya şu anda bunları duymaya ihtiyacı olan birileri olabilir” diye düşünerek hasta yatağımdan (pardon, kanepemden) kötü sesimle içimi döktüm biraz 🫂 Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili?
17 saat ago
View on Instagram |
1/6
Son paylaştığım videonun altına gelen bu yoruma ilk etapta hızlı bir şekilde verdiğim cevabın sonrasında biraz daha düşündüm:

Sahi, “gerçek” diye tanımladığımız şey neydi bizim?
Peki ya “gerçek” denilen şey böyle hayal edildiği gibi katı, sabit, değişmez bir şey miydi yoksa “görme biçimimiz” değişirse değişirse gerçekliğimizin de form değiştirmesi mümkün müydü?

Ardından oturup yazmaya başladım ve ortaya 90 saniyelik mini mini bir görselleştirilmiş podcast tadındaki bu video çıktı 📹 Umarım seversiniz ✨

Son olarak Deniz’e (@denizdulgeroglu) zaman ayırıp burada bahsi geçen dövmenin videosunu gönderdiği için ayrıca teşekkür ederim. Merdiven Altı Terapi’nin bu bölümünü de dinleyin bence, hızınızı alamaz tüm bölümleri dinlemek isterseniz suçlusu ben değilim ama 🌚
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Son paylaştığım videonun altına gelen bu yoruma ilk etapta hızlı bir şekilde verdiğim cevabın sonrasında biraz daha düşündüm: Sahi, “gerçek” diye tanımladığımız şey neydi bizim? Peki ya “gerçek” denilen şey böyle hayal edildiği gibi katı, sabit, değişmez bir şey miydi yoksa “görme biçimimiz” değişirse değişirse gerçekliğimizin de form değiştirmesi mümkün müydü? Ardından oturup yazmaya başladım ve ortaya 90 saniyelik mini mini bir görselleştirilmiş podcast tadındaki bu video çıktı 📹 Umarım seversiniz ✨ Son olarak Deniz’e (@denizdulgeroglu) zaman ayırıp burada bahsi geçen dövmenin videosunu gönderdiği için ayrıca teşekkür ederim. Merdiven Altı Terapi’nin bu bölümünü de dinleyin bence, hızınızı alamaz tüm bölümleri dinlemek isterseniz suçlusu ben değilim ama 🌚
6 gün ago
View on Instagram |
2/6
Size çok kırılgan bir yerden bir şeyler anlatacağım bu akşam. Algoritmanın, bu videoyu doğru kişilerin önüne düşürmesini diliyorum o nedenle ✨

-

Yetişkin aknesiyle mücadele ettiğim şu son bir senelik süreçte akşamları cilt bakımı rutinime başlama saatim yaklaştıkça içimde de eş zamanlı bir kaygı yükselirdi benim. Banyodaki o ayna, benim için adeta bir araştırma ve inceleme merkez üssüne dönüşmüştü zira. Yüzümün her milimetresini, banyonun o parlak tepe ışığı yetmezdi de bir de üstüne aynanın mavi floresanlı ışığını açarak, titizlikle inceler, yüzümde çıkmakta olan tüm yeni akneleri tespit eder, sönmekte olan aknelerin arkalarında bana hatıra bıraktıkları lekeleri birer birer fark eder, her yeni keşfimle kalbimin bir parça daha ağırlaştığını hissederdim ❤️‍🩹 Şimdi düşününce, yüzümdeki en ufak değişimlerin bile farkında olmak, yaşadıklarım üzerinde bir parçacık da olsa kontrol sahibi hissedebilmeme olanak sağlıyordu muhtemelen. Bunu yaparak ne kendime ne de cildime iyi gelmediğimi ise çok sonraları öğrendim…

Bunu keşfediş hikayemi son podcast bölümümde daha detaylı bir şekilde anlattım, tekrar anlatıp sıkmak istemiyorum sizi o nedenle. Fakat mum ışığında cilt bakımı fikri, uygulamaya başladığım ilk günden itibaren odağımı “cildimin kusurlarından” çekip alarak “cilt bakımı sürecinden aldığım keyfe ve kendime iyi gelebilmeye” yöneltmemi sağlayan güçlü bir pratik oldu benim için 💙 Akne problemi yaşayan/yaşamayan birçok kişiye de belki bana geldiği kadar iyi gelebileceğini düşünerek burada da paylaşmak istedim.

Çok sevgiler,
Ece ✨

-

🎙 PODCAST | Yapa Yapa Öğreniyoruz - “Süreyya Hanım’ın Muhteşem Değişimi: Kendime 10 Hayat Dersi” bölümü. Spotify, Apple ve Google Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Size çok kırılgan bir yerden bir şeyler anlatacağım bu akşam. Algoritmanın, bu videoyu doğru kişilerin önüne düşürmesini diliyorum o nedenle ✨ - Yetişkin aknesiyle mücadele ettiğim şu son bir senelik süreçte akşamları cilt bakımı rutinime başlama saatim yaklaştıkça içimde de eş zamanlı bir kaygı yükselirdi benim. Banyodaki o ayna, benim için adeta bir araştırma ve inceleme merkez üssüne dönüşmüştü zira. Yüzümün her milimetresini, banyonun o parlak tepe ışığı yetmezdi de bir de üstüne aynanın mavi floresanlı ışığını açarak, titizlikle inceler, yüzümde çıkmakta olan tüm yeni akneleri tespit eder, sönmekte olan aknelerin arkalarında bana hatıra bıraktıkları lekeleri birer birer fark eder, her yeni keşfimle kalbimin bir parça daha ağırlaştığını hissederdim ❤️‍🩹 Şimdi düşününce, yüzümdeki en ufak değişimlerin bile farkında olmak, yaşadıklarım üzerinde bir parçacık da olsa kontrol sahibi hissedebilmeme olanak sağlıyordu muhtemelen. Bunu yaparak ne kendime ne de cildime iyi gelmediğimi ise çok sonraları öğrendim… Bunu keşfediş hikayemi son podcast bölümümde daha detaylı bir şekilde anlattım, tekrar anlatıp sıkmak istemiyorum sizi o nedenle. Fakat mum ışığında cilt bakımı fikri, uygulamaya başladığım ilk günden itibaren odağımı “cildimin kusurlarından” çekip alarak “cilt bakımı sürecinden aldığım keyfe ve kendime iyi gelebilmeye” yöneltmemi sağlayan güçlü bir pratik oldu benim için 💙 Akne problemi yaşayan/yaşamayan birçok kişiye de belki bana geldiği kadar iyi gelebileceğini düşünerek burada da paylaşmak istedim.

Çok sevgiler, Ece ✨
 - 🎙 PODCAST | Yapa Yapa Öğreniyoruz - “Süreyya Hanım’ın Muhteşem Değişimi: Kendime 10 Hayat Dersi” bölümü. Spotify, Apple ve Google Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
2 hafta ago
View on Instagram |
3/6
(✨tarif en başa pinlediğim ilk yorumda✨)

🥬 Storylerde ne zaman paylaşsam DM kutumu tarif istekleriyle dolduran, son podcast bölümümde bile kendisini anmadan geçemediğim “basit kimchi (Kore turşusu)” tarifimi paylaşıyorum, hazır mısınız? 😁

🛒 Tarifim dediğime bakmayın zira tarif bana değil, Norveç’te sürekli alışveriş yaptığımız canımız süpermarketimiz Meny’ye ait (belirtmeme gerek yoktur herhalde ama reklam veya işbirliği değil 😅). Neden bu tarifi seçtin diye sorarsanız da iki cevabım var:

1) Kimchi oppskrift (tarif) diye arattığımızda Google’da karşımıza çıkan ilk tarif bu djfhgjd
2) Meny, tarifte malzemeleri tek tek adediyle ve fotoğrafıyla markette satılan formlarıyla gösterdiği için malzemelerin alışverişini tamamlamamız 3 dk falan sürüyor markette. Tabii internette türlü websitelerinde ve sosyal medyada çok daha karmaşık ve uzun tarifler bulabilirsiniz kimchi için ama beni artık azıcık tanıyorsanız bilirsiniz, nerede basitlik ve efektiflik, orada ben. O yüzden bu konuda da tarafımız belli 🌚

Neyse bu kadar gevezelik yeter, hadi tarife geçelim 👩🏽‍🌾:
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
(✨tarif en başa pinlediğim ilk yorumda✨) 🥬 Storylerde ne zaman paylaşsam DM kutumu tarif istekleriyle dolduran, son podcast bölümümde bile kendisini anmadan geçemediğim “basit kimchi (Kore turşusu)” tarifimi paylaşıyorum, hazır mısınız? 😁

🛒 Tarifim dediğime bakmayın zira tarif bana değil, Norveç’te sürekli alışveriş yaptığımız canımız süpermarketimiz Meny’ye ait (belirtmeme gerek yoktur herhalde ama reklam veya işbirliği değil 😅). Neden bu tarifi seçtin diye sorarsanız da iki cevabım var:

1) Kimchi oppskrift (tarif) diye arattığımızda Google’da karşımıza çıkan ilk tarif bu djfhgjd 2) Meny, tarifte malzemeleri tek tek adediyle ve fotoğrafıyla markette satılan formlarıyla gösterdiği için malzemelerin alışverişini tamamlamamız 3 dk falan sürüyor markette. Tabii internette türlü websitelerinde ve sosyal medyada çok daha karmaşık ve uzun tarifler bulabilirsiniz kimchi için ama beni artık azıcık tanıyorsanız bilirsiniz, nerede basitlik ve efektiflik, orada ben. O yüzden bu konuda da tarafımız belli 🌚

Neyse bu kadar gevezelik yeter, hadi tarife geçelim 👩🏽‍🌾:
2 hafta ago
View on Instagram |
4/6
🌿 Norveççe’deki en büyüleyici kelimelerden biriyle tanıştırmak isterim sizi: Friluftsliv.

🚶🏼 Birebir çevirisi “özgür-hava-yaşam” anlamına gelen bu güzel kelime, 1871’de Norveçli şair Henrik Ibsen tarafından türetilmiş. Ibsen’in On The Heights isimli bu ünlü şiirinde baş kahramanımız, “açık bir zihin” arayışında, kendini doğaya bırakmış genç bir adam. Doğaya ve temiz havaya maruz kalmanın “düşüncelerini arındırmanın” bir yolu olduğuna inanıyor. Bence hiç de haksız sayılmaz!

🏔 Friluftsliv’in Norveççe’deki anlamıysa zamanla insanların doğayla bağlantı kurmasını sağlayan her türlü aktiviteyi tanımlayacak şekilde genişlemiş. Ve günümüzde friluftsliv, Everest Dağı’na tırmanmak veya tehlikeli dağların yamaçlarında kayak yapmak gibi ekstrem aktivitelerle de ormanda yürüyüşe çıkmak veya göl kenarındaki hamakta dinlenirken kuşların cıvıltılarını dinlemek gibi hayattaki çok daha basit aktivitelerle de gerçekleştirilebiliyor :)

🦢 Bu pazar günü, tam da araştırma verilerini saatlerdir bilgisayara geçirmekten gözlerim bozulayazmışken Kim’in akşam üzeri ansızın gelen “Hadi gel, bisikletlere atlayıp doğa rezervine gidelim, biraz kuşları izleriz” teklifine balıklama atladım 🐠 Ardından oldukça spontane gelişen bu olayda, çektiğimiz oldukça spontane videoları editleyerek oldukça spontane bir friluftsliv reelı hazırlamış bulundum, umarım seversiniz 😜

-

Not: Bir milletin özünü en iyi şekilde tanımlayan kelimeleri bulmaya bayılıyorum. Norveçliler için bu kesinlikle friluftsliv bence mesela. Sizin de başka dillerden, o milleti/kültürü en iyi şekilde tanımladığını düşündüğünüz kelimeler var mı? 👀
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🌿 Norveççe’deki en büyüleyici kelimelerden biriyle tanıştırmak isterim sizi: Friluftsliv.

🚶🏼 Birebir çevirisi “özgür-hava-yaşam” anlamına gelen bu güzel kelime, 1871’de Norveçli şair Henrik Ibsen tarafından türetilmiş. Ibsen’in On The Heights isimli bu ünlü şiirinde baş kahramanımız, “açık bir zihin” arayışında, kendini doğaya bırakmış genç bir adam. Doğaya ve temiz havaya maruz kalmanın “düşüncelerini arındırmanın” bir yolu olduğuna inanıyor. Bence hiç de haksız sayılmaz!

🏔 Friluftsliv’in Norveççe’deki anlamıysa zamanla insanların doğayla bağlantı kurmasını sağlayan her türlü aktiviteyi tanımlayacak şekilde genişlemiş. Ve günümüzde friluftsliv, Everest Dağı’na tırmanmak veya tehlikeli dağların yamaçlarında kayak yapmak gibi ekstrem aktivitelerle de ormanda yürüyüşe çıkmak veya göl kenarındaki hamakta dinlenirken kuşların cıvıltılarını dinlemek gibi hayattaki çok daha basit aktivitelerle de gerçekleştirilebiliyor :)

🦢 Bu pazar günü, tam da araştırma verilerini saatlerdir bilgisayara geçirmekten gözlerim bozulayazmışken Kim’in akşam üzeri ansızın gelen “Hadi gel, bisikletlere atlayıp doğa rezervine gidelim, biraz kuşları izleriz” teklifine balıklama atladım 🐠 Ardından oldukça spontane gelişen bu olayda, çektiğimiz oldukça spontane videoları editleyerek oldukça spontane bir friluftsliv reelı hazırlamış bulundum, umarım seversiniz 😜

-

Not: Bir milletin özünü en iyi şekilde tanımlayan kelimeleri bulmaya bayılıyorum. Norveçliler için bu kesinlikle friluftsliv bence mesela. Sizin de başka dillerden, o milleti/kültürü en iyi şekilde tanımladığını düşündüğünüz kelimeler var mı? 👀
2 ay ago
View on Instagram |
5/6
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh.

🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲

👇🏼devamı yorumda👇🏼
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh. 🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲 👇🏼devamı yorumda👇🏼
2 ay ago
View on Instagram |
6/6

Copyright © 2023Site Powered by Pix & Hue.