• TANIŞALIM
  • BLOG
    • SİNİRBİLİM
    • PSİKOLOJİ
      • ALIŞKANLIKLAR
      • POZİTİF PSİKOLOJİ
      • BİLİŞSEL YANLILIKLAR
      • ÖĞRENME
      • VERİMLİLİK
      • İLİŞKİLER
    • KÜLTÜR
    • HİKAYELER
  • YOUTUBE
  • Ece A. Ala

  • MAĞAZA
  • SSS
  • İLETİŞİM
0

Ece A. Ala

Psikoloji, Verimlilik
/
9 Eylül 2019

İLK İŞ, KURBAĞAYI YE!

Yaklaşık 2 yıl önce, çok sevdiğim Youtuber’lardan biri olan @muchelleb ’nin verimli çalışma ve zaman yönetimi üzerine konuştuğu bir videosundan öğrenip çok sevdiğim ve hayatıma dahil ettiğim bir teknikten bahsetmek istiyorum bugün size: “İlk iş, kurbağayı ye!” Nasıl yani, ne demek kurbağayı yemek?

Bu tekniğin isim babası “Eat That Frog!” (Ye O Kurbağayı!) isimli 42 dile çevrilmiş popüler verimli çalışma kitabının yazarı Brian Tracy olsa da, ilhamı Mark Twain’in “Sabah ilk iş canlı bir kurbağa ye, böylece günün geri kalanında daha kötü hiçbir şey olamaz.” cümlesinden geliyor.

Anlatmak istediği şeyse, o gün yapmanız gereken ama çok üşendiğiniz, yapmayı hiç istemediğiniz, ona başlamak yerine onlarca başka işi yapmayı tercih ettiğiniz bir iş varsa (ki bence hepimizin böyle en az bir tane işi oluyor her gün), o gün ilk önce o işi tamamlamak!

Bu kadar basit 😁

Kurbağanın içeriği kişiden kişiye, bir günden diğerine değişebilir. Kiminin kurbağası tez hocasına email yazmaktır, kimininki kuruyan çamaşırları katlayıp dolaba kaldırmak. Kimi günler postaneye gidip bir kargo göndermek eziyet gibidir, kimi günler evdeki kullanılmayan, kalabalık yapan o dosyaları, kağıtları toparlayıp geri dönüşüm kutusuna atmak, veya sınav öncesi bitirilmesi gereken o kitaptan bir bölüm okumak.

Neden güne başlarken ilk önce kurbağayı yemek önemli? Çünkü biz başka işlerle uğraşarak kendimizi kandırsak da, sürekli asıl yapmamız gereken o iş, yani kurbağamız paçamızdan çekiştirip duracak, “Bak ben burada oturuyorum, hiçbir yere gitmedim” diyerek sırıtacak. Haliyle gün içinde ne molalarımızdan doğru düzgün keyif alabileceğiz ne de uğraştığımız diğer daha az önemli işleri tamamlayıp bitirmiş olmanın zevkini tam anlamıyla yaşayabileceğiz. Dolayısıyla, ye o kurbağayı ve yolundan çekilsin, gününün geri kalanı rahatlasın bugün 👻

 

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Ece Aybike Ala (@eceaybikeala)'in paylaştığı bir gönderi (9 Eyl, 2019, 12:56öö PDT)

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR...

6:0 MÜMKÜN MÜ?

13 Ocak 2019

ÇEKİRDEK DEĞERLERİMİ NASIL ÖĞRENİRİM?

20 Mayıs 2019

AYLA VE YOGA: BİR DOĞRULAMA YANILGISI HİKAYESİ

25 Mayıs 2019

ÖLÜ İNSAN HEDEFLERİ x YAŞAYAN İNSAN HEDEFLERİ

22 Kasım 2020

YORUMLARINIZI DUYMAYI ÇOK İSTERİM!Cevabı iptal et

ÖNCEKİ YAZI
SEVGİLİ ÖFKE, BANA BENİMLE İLGİLİ NE ANLATMAYA ÇALIŞIYORSUN?
SONRAKİ YAZI
UÇAK ANALOJİSİ: MİNİK DEĞİŞİMLERİN GÜCÜ

INSTAGRAM

Bu video epey paylaşıldı son günlerde ve söylemek istediğim birkaç şey vardı kendisiyle ilgili. En sonunda takip ettiğim bir kişinin daha paylaştığını görünce “belki bir yerlerde bu videoyu izlemiş ve/veya şu anda bunları duymaya ihtiyacı olan birileri olabilir” diye düşünerek hasta yatağımdan (pardon, kanepemden) kötü sesimle içimi döktüm biraz 🫂 Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili?
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Bu video epey paylaşıldı son günlerde ve söylemek istediğim birkaç şey vardı kendisiyle ilgili. En sonunda takip ettiğim bir kişinin daha paylaştığını görünce “belki bir yerlerde bu videoyu izlemiş ve/veya şu anda bunları duymaya ihtiyacı olan birileri olabilir” diye düşünerek hasta yatağımdan (pardon, kanepemden) kötü sesimle içimi döktüm biraz 🫂 Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili?
7 gün ago
View on Instagram |
1/6
Son paylaştığım videonun altına gelen bu yoruma ilk etapta hızlı bir şekilde verdiğim cevabın sonrasında biraz daha düşündüm:

Sahi, “gerçek” diye tanımladığımız şey neydi bizim?
Peki ya “gerçek” denilen şey böyle hayal edildiği gibi katı, sabit, değişmez bir şey miydi yoksa “görme biçimimiz” değişirse değişirse gerçekliğimizin de form değiştirmesi mümkün müydü?

Ardından oturup yazmaya başladım ve ortaya 90 saniyelik mini mini bir görselleştirilmiş podcast tadındaki bu video çıktı 📹 Umarım seversiniz ✨

Son olarak Deniz’e (@denizdulgeroglu) zaman ayırıp burada bahsi geçen dövmenin videosunu gönderdiği için ayrıca teşekkür ederim. Merdiven Altı Terapi’nin bu bölümünü de dinleyin bence, hızınızı alamaz tüm bölümleri dinlemek isterseniz suçlusu ben değilim ama 🌚
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Son paylaştığım videonun altına gelen bu yoruma ilk etapta hızlı bir şekilde verdiğim cevabın sonrasında biraz daha düşündüm: Sahi, “gerçek” diye tanımladığımız şey neydi bizim? Peki ya “gerçek” denilen şey böyle hayal edildiği gibi katı, sabit, değişmez bir şey miydi yoksa “görme biçimimiz” değişirse değişirse gerçekliğimizin de form değiştirmesi mümkün müydü? Ardından oturup yazmaya başladım ve ortaya 90 saniyelik mini mini bir görselleştirilmiş podcast tadındaki bu video çıktı 📹 Umarım seversiniz ✨ Son olarak Deniz’e (@denizdulgeroglu) zaman ayırıp burada bahsi geçen dövmenin videosunu gönderdiği için ayrıca teşekkür ederim. Merdiven Altı Terapi’nin bu bölümünü de dinleyin bence, hızınızı alamaz tüm bölümleri dinlemek isterseniz suçlusu ben değilim ama 🌚
2 hafta ago
View on Instagram |
2/6
Size çok kırılgan bir yerden bir şeyler anlatacağım bu akşam. Algoritmanın, bu videoyu doğru kişilerin önüne düşürmesini diliyorum o nedenle ✨

-

Yetişkin aknesiyle mücadele ettiğim şu son bir senelik süreçte akşamları cilt bakımı rutinime başlama saatim yaklaştıkça içimde de eş zamanlı bir kaygı yükselirdi benim. Banyodaki o ayna, benim için adeta bir araştırma ve inceleme merkez üssüne dönüşmüştü zira. Yüzümün her milimetresini, banyonun o parlak tepe ışığı yetmezdi de bir de üstüne aynanın mavi floresanlı ışığını açarak, titizlikle inceler, yüzümde çıkmakta olan tüm yeni akneleri tespit eder, sönmekte olan aknelerin arkalarında bana hatıra bıraktıkları lekeleri birer birer fark eder, her yeni keşfimle kalbimin bir parça daha ağırlaştığını hissederdim ❤️‍🩹 Şimdi düşününce, yüzümdeki en ufak değişimlerin bile farkında olmak, yaşadıklarım üzerinde bir parçacık da olsa kontrol sahibi hissedebilmeme olanak sağlıyordu muhtemelen. Bunu yaparak ne kendime ne de cildime iyi gelmediğimi ise çok sonraları öğrendim…

Bunu keşfediş hikayemi son podcast bölümümde daha detaylı bir şekilde anlattım, tekrar anlatıp sıkmak istemiyorum sizi o nedenle. Fakat mum ışığında cilt bakımı fikri, uygulamaya başladığım ilk günden itibaren odağımı “cildimin kusurlarından” çekip alarak “cilt bakımı sürecinden aldığım keyfe ve kendime iyi gelebilmeye” yöneltmemi sağlayan güçlü bir pratik oldu benim için 💙 Akne problemi yaşayan/yaşamayan birçok kişiye de belki bana geldiği kadar iyi gelebileceğini düşünerek burada da paylaşmak istedim.

Çok sevgiler,
Ece ✨

-

🎙 PODCAST | Yapa Yapa Öğreniyoruz - “Süreyya Hanım’ın Muhteşem Değişimi: Kendime 10 Hayat Dersi” bölümü. Spotify, Apple ve Google Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Size çok kırılgan bir yerden bir şeyler anlatacağım bu akşam. Algoritmanın, bu videoyu doğru kişilerin önüne düşürmesini diliyorum o nedenle ✨ - Yetişkin aknesiyle mücadele ettiğim şu son bir senelik süreçte akşamları cilt bakımı rutinime başlama saatim yaklaştıkça içimde de eş zamanlı bir kaygı yükselirdi benim. Banyodaki o ayna, benim için adeta bir araştırma ve inceleme merkez üssüne dönüşmüştü zira. Yüzümün her milimetresini, banyonun o parlak tepe ışığı yetmezdi de bir de üstüne aynanın mavi floresanlı ışığını açarak, titizlikle inceler, yüzümde çıkmakta olan tüm yeni akneleri tespit eder, sönmekte olan aknelerin arkalarında bana hatıra bıraktıkları lekeleri birer birer fark eder, her yeni keşfimle kalbimin bir parça daha ağırlaştığını hissederdim ❤️‍🩹 Şimdi düşününce, yüzümdeki en ufak değişimlerin bile farkında olmak, yaşadıklarım üzerinde bir parçacık da olsa kontrol sahibi hissedebilmeme olanak sağlıyordu muhtemelen. Bunu yaparak ne kendime ne de cildime iyi gelmediğimi ise çok sonraları öğrendim… Bunu keşfediş hikayemi son podcast bölümümde daha detaylı bir şekilde anlattım, tekrar anlatıp sıkmak istemiyorum sizi o nedenle. Fakat mum ışığında cilt bakımı fikri, uygulamaya başladığım ilk günden itibaren odağımı “cildimin kusurlarından” çekip alarak “cilt bakımı sürecinden aldığım keyfe ve kendime iyi gelebilmeye” yöneltmemi sağlayan güçlü bir pratik oldu benim için 💙 Akne problemi yaşayan/yaşamayan birçok kişiye de belki bana geldiği kadar iyi gelebileceğini düşünerek burada da paylaşmak istedim.

Çok sevgiler, Ece ✨
 - 🎙 PODCAST | Yapa Yapa Öğreniyoruz - “Süreyya Hanım’ın Muhteşem Değişimi: Kendime 10 Hayat Dersi” bölümü. Spotify, Apple ve Google Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
2 hafta ago
View on Instagram |
3/6
(✨tarif en başa pinlediğim ilk yorumda✨)

🥬 Storylerde ne zaman paylaşsam DM kutumu tarif istekleriyle dolduran, son podcast bölümümde bile kendisini anmadan geçemediğim “basit kimchi (Kore turşusu)” tarifimi paylaşıyorum, hazır mısınız? 😁

🛒 Tarifim dediğime bakmayın zira tarif bana değil, Norveç’te sürekli alışveriş yaptığımız canımız süpermarketimiz Meny’ye ait (belirtmeme gerek yoktur herhalde ama reklam veya işbirliği değil 😅). Neden bu tarifi seçtin diye sorarsanız da iki cevabım var:

1) Kimchi oppskrift (tarif) diye arattığımızda Google’da karşımıza çıkan ilk tarif bu djfhgjd
2) Meny, tarifte malzemeleri tek tek adediyle ve fotoğrafıyla markette satılan formlarıyla gösterdiği için malzemelerin alışverişini tamamlamamız 3 dk falan sürüyor markette. Tabii internette türlü websitelerinde ve sosyal medyada çok daha karmaşık ve uzun tarifler bulabilirsiniz kimchi için ama beni artık azıcık tanıyorsanız bilirsiniz, nerede basitlik ve efektiflik, orada ben. O yüzden bu konuda da tarafımız belli 🌚

Neyse bu kadar gevezelik yeter, hadi tarife geçelim 👩🏽‍🌾:
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
(✨tarif en başa pinlediğim ilk yorumda✨) 🥬 Storylerde ne zaman paylaşsam DM kutumu tarif istekleriyle dolduran, son podcast bölümümde bile kendisini anmadan geçemediğim “basit kimchi (Kore turşusu)” tarifimi paylaşıyorum, hazır mısınız? 😁

🛒 Tarifim dediğime bakmayın zira tarif bana değil, Norveç’te sürekli alışveriş yaptığımız canımız süpermarketimiz Meny’ye ait (belirtmeme gerek yoktur herhalde ama reklam veya işbirliği değil 😅). Neden bu tarifi seçtin diye sorarsanız da iki cevabım var:

1) Kimchi oppskrift (tarif) diye arattığımızda Google’da karşımıza çıkan ilk tarif bu djfhgjd 2) Meny, tarifte malzemeleri tek tek adediyle ve fotoğrafıyla markette satılan formlarıyla gösterdiği için malzemelerin alışverişini tamamlamamız 3 dk falan sürüyor markette. Tabii internette türlü websitelerinde ve sosyal medyada çok daha karmaşık ve uzun tarifler bulabilirsiniz kimchi için ama beni artık azıcık tanıyorsanız bilirsiniz, nerede basitlik ve efektiflik, orada ben. O yüzden bu konuda da tarafımız belli 🌚

Neyse bu kadar gevezelik yeter, hadi tarife geçelim 👩🏽‍🌾:
3 hafta ago
View on Instagram |
4/6
🌿 Norveççe’deki en büyüleyici kelimelerden biriyle tanıştırmak isterim sizi: Friluftsliv.

🚶🏼 Birebir çevirisi “özgür-hava-yaşam” anlamına gelen bu güzel kelime, 1871’de Norveçli şair Henrik Ibsen tarafından türetilmiş. Ibsen’in On The Heights isimli bu ünlü şiirinde baş kahramanımız, “açık bir zihin” arayışında, kendini doğaya bırakmış genç bir adam. Doğaya ve temiz havaya maruz kalmanın “düşüncelerini arındırmanın” bir yolu olduğuna inanıyor. Bence hiç de haksız sayılmaz!

🏔 Friluftsliv’in Norveççe’deki anlamıysa zamanla insanların doğayla bağlantı kurmasını sağlayan her türlü aktiviteyi tanımlayacak şekilde genişlemiş. Ve günümüzde friluftsliv, Everest Dağı’na tırmanmak veya tehlikeli dağların yamaçlarında kayak yapmak gibi ekstrem aktivitelerle de ormanda yürüyüşe çıkmak veya göl kenarındaki hamakta dinlenirken kuşların cıvıltılarını dinlemek gibi hayattaki çok daha basit aktivitelerle de gerçekleştirilebiliyor :)

🦢 Bu pazar günü, tam da araştırma verilerini saatlerdir bilgisayara geçirmekten gözlerim bozulayazmışken Kim’in akşam üzeri ansızın gelen “Hadi gel, bisikletlere atlayıp doğa rezervine gidelim, biraz kuşları izleriz” teklifine balıklama atladım 🐠 Ardından oldukça spontane gelişen bu olayda, çektiğimiz oldukça spontane videoları editleyerek oldukça spontane bir friluftsliv reelı hazırlamış bulundum, umarım seversiniz 😜

-

Not: Bir milletin özünü en iyi şekilde tanımlayan kelimeleri bulmaya bayılıyorum. Norveçliler için bu kesinlikle friluftsliv bence mesela. Sizin de başka dillerden, o milleti/kültürü en iyi şekilde tanımladığını düşündüğünüz kelimeler var mı? 👀
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🌿 Norveççe’deki en büyüleyici kelimelerden biriyle tanıştırmak isterim sizi: Friluftsliv.

🚶🏼 Birebir çevirisi “özgür-hava-yaşam” anlamına gelen bu güzel kelime, 1871’de Norveçli şair Henrik Ibsen tarafından türetilmiş. Ibsen’in On The Heights isimli bu ünlü şiirinde baş kahramanımız, “açık bir zihin” arayışında, kendini doğaya bırakmış genç bir adam. Doğaya ve temiz havaya maruz kalmanın “düşüncelerini arındırmanın” bir yolu olduğuna inanıyor. Bence hiç de haksız sayılmaz!

🏔 Friluftsliv’in Norveççe’deki anlamıysa zamanla insanların doğayla bağlantı kurmasını sağlayan her türlü aktiviteyi tanımlayacak şekilde genişlemiş. Ve günümüzde friluftsliv, Everest Dağı’na tırmanmak veya tehlikeli dağların yamaçlarında kayak yapmak gibi ekstrem aktivitelerle de ormanda yürüyüşe çıkmak veya göl kenarındaki hamakta dinlenirken kuşların cıvıltılarını dinlemek gibi hayattaki çok daha basit aktivitelerle de gerçekleştirilebiliyor :)

🦢 Bu pazar günü, tam da araştırma verilerini saatlerdir bilgisayara geçirmekten gözlerim bozulayazmışken Kim’in akşam üzeri ansızın gelen “Hadi gel, bisikletlere atlayıp doğa rezervine gidelim, biraz kuşları izleriz” teklifine balıklama atladım 🐠 Ardından oldukça spontane gelişen bu olayda, çektiğimiz oldukça spontane videoları editleyerek oldukça spontane bir friluftsliv reelı hazırlamış bulundum, umarım seversiniz 😜

-

Not: Bir milletin özünü en iyi şekilde tanımlayan kelimeleri bulmaya bayılıyorum. Norveçliler için bu kesinlikle friluftsliv bence mesela. Sizin de başka dillerden, o milleti/kültürü en iyi şekilde tanımladığını düşündüğünüz kelimeler var mı? 👀
2 ay ago
View on Instagram |
5/6
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh.

🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲

👇🏼devamı yorumda👇🏼
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh. 🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲 👇🏼devamı yorumda👇🏼
2 ay ago
View on Instagram |
6/6

Copyright © 2023Site Powered by Pix & Hue.