• TANIŞALIM
  • BLOG
    • SİNİRBİLİM
    • PSİKOLOJİ
      • ALIŞKANLIKLAR
      • POZİTİF PSİKOLOJİ
      • BİLİŞSEL YANLILIKLAR
      • ÖĞRENME
      • VERİMLİLİK
      • İLİŞKİLER
    • KÜLTÜR
    • HİKAYELER
  • YOUTUBE
  • Ece A. Ala

  • MAĞAZA
  • SSS
  • İLETİŞİM
0

Ece A. Ala

Alışkanlıklar, Psikoloji
/
17 Eylül 2019

EGO TÜKENMESİ: KURABİYE-TURP DENEYİ

Biraz irade gücü üzerine konuşalım diyorum bu hafta, birlikte psikoloji literatürüne damgasını vurmuş ilginç çalışmaları ve alandaki son gelişmeleri inceleyerek.

İlk durağımız “Ego Tükenmesi” (Ego Depletion) kavramını literatüre geçiren meşhur kurabiye-turp çalışması olsun.

Takvimler 1998’i gösterirken, ünlü sosyal psikolog Roy Baumeister ve ekibi, irade gücünün çalışma mekanizmasını anlayabilmek adına ilginç bir çalışma tasarlıyorlar. Bir önceki öğünlerini atlamaları söylenmiş bir grup aç üniversite öğrencisi, buram buram taze pişmiş çikolatalı kurabiye kokan laboratuvara sırayla alınıyor ve masada kendilerini bekleyen sürprizle karşılaşıyorlar. Bir tabakta o anne eli değmiş gibi kokan kurabiyeler, diğer tabaktaysa dilimlenmiş turp var. Öğrencilerin bilmediği şeyse, laboratuvara alınmadan önce rastgele iki gruptan birine yerleştirilmiş oldukları.

İlk gruptaki öğrencilere yalnızca kurabiyelerin tadına bakmaları söyleniyor, diğer gruptakilereyse kurabiyelere kesinlikle dokunmadan turplardan yemeleri. Hatta kimi turp yemeye zorlanan öğrenciler, tek taraflı camdan izleniyor olduklarını bilmeden, kurabiyeyi alıp kokluyor, sonra yerine geri koyuyorlar. Bir de bu kurabiye-turp faslından hiç haberi olmayan ve yine aç bırakılmış bir kontrol grubu var.

Son olarak, öğrencilerin tamamına çözülmesi imkansız olan bir puzzle veriliyor. Burada amaç her grubun puzzle ile uğraşmaktan ne kadar sürede vazgeçeceğini ölçmek.

Çalışmanın sonuçları şaşırtıcı: kurabiye-turp testine hiç girmemiş olan aç kontrol grubu ortalama 20 dakikada ve kurabiye yiyen grup 19 dakikada denemekten vazgeçerken, turp yemek zorunda bırakılan grup sadece 8 dakikada pes ediyor.

Araştırmacılar kurabiye-turp testinde kurabiyeye direnerek irade gücünü kullanması gereken grubun, hemen ardından kendilerine zihinsel olarak zorlayan bir başka görev verildiğinde daha çabuk pes ettiğini gözlemleyerek “Ego Tükenmesi” terimini psikoloji terminolojisine kazandırıyorlar.

(Terimin içindeki “ego” kelimesinin psikoloji dilindeki anlamına ve irade gücüyle nasıl bir ilişkisi olduğuna bir sonraki paylaşımda değineceğim.).

Kaynak:
Baumeister, R., Bratslavsky, E., Muraven, M., & Tice, D. (1998). Ego depletion: Is the active self a limited resource?. Journal Of Personality And Social Psychology, 74(5), 1252-1265. doi: 10.1037/0022-3514.74.5.1252

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Ece Aybike Ala (@eceaybikeala)’in paylaştığı bir gönderi (17 Eyl, 2019, 4:40öö PDT)

ETİKETLER:irade gücü

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR...

EĞİTİMDE ÖZ-ŞEFKAT: YKS VE SONRASI

22 Temmuz 2022

ALIŞKANLIK İSTİFİ YÖNTEMİ

4 Ocak 2019

GÖREV DEĞİŞTİRME BEDELİ

20 Şubat 2019

“MERKÜR RETROSU” VE KONTROL ODAĞI

22 Ekim 2020

YORUMLARINIZI DUYMAYI ÇOK İSTERİM!Cevabı iptal et

ÖNCEKİ YAZI
ARABADA AĞLAYAN BEBEK : KORKU VE CESARET ÜZERİNE BİR METAFOR
SONRAKİ YAZI
EGO VE İRADE GÜCÜ

INSTAGRAM

🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh.

🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲

👇🏼devamı yorumda👇🏼
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh. 🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲 👇🏼devamı yorumda👇🏼
18 saat ago
View on Instagram |
1/6
[TR] Ve başlıyoruz 🥲 Bugün, günlük hayatın olanca yoğun temposunda, içsel huzur ve zihinsel berraklık kazanabilmek adına her gün meditasyon yapmayı deneme yolculuğumun 1. günü 🧘🏽‍♀️

Aynı zamanda, sahip olduğumuz her şeyi 20 adet karton kutu içine sığdırarak, Kim’le birlikte 1 ay önce ilk görüşte bahçesine aşık olduğumuz ve aynı gün içinde satın almaya (tabii tamamını değil, 1/3ünü hehe😄) karar verdiğimiz bu tatlı eve taşındığımız gün. Kutuları, ara sıra çiseleyen yağmurun altında içeri taşırken, son zamanlarda zihnimin de tıpkı bu kutulara benzediğini düşündüm bugün; geçmişe ait anılar, geleceğe dair endişeler, umutlar, hayal kırıklıkları, belirsizliklerle ağzına kadar dolu her biri. Tek ortak noktalarıysa hepsinin de sadece “düşüncelerden” oluşuyor olması. Bu yaz, yavaşlamayı ve içlerinde sürüklenmeden gözlemlemeyi öğrenerek farklı bir ilişki kurmak istediğim “düşüncelerimden”…

Bu yolculukta, meditasyonun hem bilimini hem de çeşitli uygulama yöntemlerini keşfetme yolculuğumu her gün burada belgeleyeceğim. Her yeni gün ne getirirse oradan yola çıkar muhabbet ederiz diye düşünüyorum 😊

Ee ne diyorsunuz, siz de benimle denemeye var mısınız? 🌝

P.S.: Buralarda bir şeyler paylaşmayı ne çok özlemişim 😩🫂
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
[TR] Ve başlıyoruz 🥲 Bugün, günlük hayatın olanca yoğun temposunda, içsel huzur ve zihinsel berraklık kazanabilmek adına her gün meditasyon yapmayı deneme yolculuğumun 1. günü 🧘🏽‍♀️ Aynı zamanda, sahip olduğumuz her şeyi 20 adet karton kutu içine sığdırarak, Kim’le birlikte 1 ay önce ilk görüşte bahçesine aşık olduğumuz ve aynı gün içinde satın almaya (tabii tamamını değil, 1/3ünü hehe😄) karar verdiğimiz bu tatlı eve taşındığımız gün. Kutuları, ara sıra çiseleyen yağmurun altında içeri taşırken, son zamanlarda zihnimin de tıpkı bu kutulara benzediğini düşündüm bugün; geçmişe ait anılar, geleceğe dair endişeler, umutlar, hayal kırıklıkları, belirsizliklerle ağzına kadar dolu her biri. Tek ortak noktalarıysa hepsinin de sadece “düşüncelerden” oluşuyor olması. Bu yaz, yavaşlamayı ve içlerinde sürüklenmeden gözlemlemeyi öğrenerek farklı bir ilişki kurmak istediğim “düşüncelerimden”… Bu yolculukta, meditasyonun hem bilimini hem de çeşitli uygulama yöntemlerini keşfetme yolculuğumu her gün burada belgeleyeceğim. Her yeni gün ne getirirse oradan yola çıkar muhabbet ederiz diye düşünüyorum 😊 Ee ne diyorsunuz, siz de benimle denemeye var mısınız? 🌝 P.S.: Buralarda bir şeyler paylaşmayı ne çok özlemişim 😩🫂
3 ay ago
View on Instagram |
2/6
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲).

-

👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta:

✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨

Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil?

Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun:

1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek.

Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂

-

👇🏼 devamı yorumlarda
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🗳️ Gündem malum, cumhurbaşkanlığı seçimine 24 saatten az bir zaman kaldı. Yarın ilk kez müşahit olacak arkadaşlarımız için müşahitlik eğitimlerinden ve 135 nolu genelgeden öğrendikleri bilgileri en iyi şekilde muhafaza edip hatırlamalarına yardımcı olacak yöntemlerden biri olduğunu düşündüğüm “Bilinçli Müşahit Testi” ve arka planındaki bilimden bahsetmek istiyorum bugün (ee ne demişler, herkes kendi bildiği alandan katkı sağlasın değil mi 🥲). - 👩🏽‍💻 Sene 2015, bense tazecik bir psikoloji 3. sınıf öğrencisiyim. Çok severek (yok yok, daha ziyade gözlerimden kalpler fışkırarak) aldığım bilişsel psikoloji dersinde zihnimde şimşekler çaktırarak o günden sonraki eğitim hayatımı yeniden şekillendirecek bir şey öğreniyorum uzun süreli bellek konusunu işlediğimiz hafta: ✨ “Yeni bir konuyu en etkili şekilde öğrenmenin yolu konuyu tekrar tekrar okumak değil, kendini TEST ETMEKTİR.” ✨ Nasıl yani? Kendimizi test etmek, sadece konuyu öğrendikten sonra bilgilerimizin ne durumda olduğunu ölçmek için yapmamız gereken bir şey değil mi? Ayrıca neden yeni bir materyali tekrar tekrar okumak “o kadar da” etkili bir öğrenme yöntemi değil? Hemmen açıklayayım 🤓 İki sebebi var bu enteresan olgunun: 1) Öğrenmeye çalıştığımız konuyu tekrar tekrar okumak, okumada akıcılık (fluency) yaratarak “öğrenme yanılsaması”na (fluency illusion diye geçiyor literatürde) sebep olabiliyor. Yani bir başka deyişle, okuduklarımızı daha kolay ve hızlı okuyabildiğimiz için bilgileri de çoktan öğrenmiş ve rahatça hatırlıyor olduğumuz yanılgısına kapılabiliyoruz [1]. Kısaca burada hatırlamamız gereken kural: Aşinalık ≠ Bilmek. Yani 135 sayılı genelgeyi mutlaka ama mutlaka okuyun, önemli noktaların altını çizin, notlarınızı alın, hala sorularınız varsa bir bilene sorun. Ama bugün hazırlanmak için tek yaptığınız şey genelgeyi baştan sona defalarca okumak olmasın 🙂 - 👇🏼 devamı yorumlarda
4 ay ago
View on Instagram |
3/6
Yeni yılda hem hedeflerine biraz daha yaklaşmak hem de hayatın karşısına çıkarabileceği fırsatları kocaman kucaklayabilmek için kendisine akıcı İngilizce konuşma becerisi hediye etmek isteyenlere harika bir hediyeyle geldim: Cambly’de yeni yıla özel çok kısıtlı bir süre için %60 indirimden yararlanmak isteyenler için indirim kodumuz “23ece” 🎁

Herkese şahane fırsatlar ve anılarla dolu yepyeni bir yıl diliyorum! 🤩🎈

-

Special thanks to Laoura! ♥️ (σε ευχαριστώ πάρα πολύ Laoura!) 

-

#işbirliği @camblyt
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Yeni yılda hem hedeflerine biraz daha yaklaşmak hem de hayatın karşısına çıkarabileceği fırsatları kocaman kucaklayabilmek için kendisine akıcı İngilizce konuşma becerisi hediye etmek isteyenlere harika bir hediyeyle geldim: Cambly’de yeni yıla özel çok kısıtlı bir süre için %60 indirimden yararlanmak isteyenler için indirim kodumuz “23ece” 🎁 Herkese şahane fırsatlar ve anılarla dolu yepyeni bir yıl diliyorum! 🤩🎈 - Special thanks to Laoura! ♥️ (σε ευχαριστώ πάρα πολύ Laoura!) - #işbirliği @camblyt
9 ay ago
View on Instagram |
4/6
Keyifle dinlediğim Türkçe podcastlerden bir derleme hazırlayacağıma söz vermiştim geçen hafta ve ta-daa sözümü tutmuş olmanın dayanılmaz hafifliğiyle başlıyorum bu pazartesi gününe 😁 Listede “Aa bunları ben de dinliyorum!” dediğiniz podcastler var mı? Veya listede olmayıp da “Bunları sevdiysen muhtemelen şunu da seversin” tarzı önerileriniz varsa da duymak isterim 😊 E hepimize keyifli dinlemeler! 🎧
-
İsmi geçen podcast sunucularının Instagram hesapları:
@odtucocukergenlab 
@imtolstoyevski 
@mserdark 
@bumuyanipodcast 
@endiselipsikolog 
@pelindilaracolak 
@yakiniliskiler 
@nornek 
@denizdulgeroglu 
@ecemkoo 
@nohutvevarolusculuk 
@raykakumru 
@ecetargit 
@_seymaunal_
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Keyifle dinlediğim Türkçe podcastlerden bir derleme hazırlayacağıma söz vermiştim geçen hafta ve ta-daa sözümü tutmuş olmanın dayanılmaz hafifliğiyle başlıyorum bu pazartesi gününe 😁 Listede “Aa bunları ben de dinliyorum!” dediğiniz podcastler var mı? Veya listede olmayıp da “Bunları sevdiysen muhtemelen şunu da seversin” tarzı önerileriniz varsa da duymak isterim 😊 E hepimize keyifli dinlemeler! 🎧 - İsmi geçen podcast sunucularının Instagram hesapları: @odtucocukergenlab @imtolstoyevski @mserdark @bumuyanipodcast @endiselipsikolog @pelindilaracolak @yakiniliskiler @nornek @denizdulgeroglu @ecemkoo @nohutvevarolusculuk @raykakumru @ecetargit @_seymaunal_
1 sene ago
View on Instagram |
5/6
Bir araştırma görevlisinin günlüğü tadında bir video oldu bence 🤓 İçinde karanlıklar içinde bir sabah rutini de var, ufak çaplı bir GRWM de, Oslo’dan insan manzaraları da, günde 4+ saati yolda geçen birinin bu zaman dilimlerinde üç aşağı beş yukarı neler yaptığı da 😃

Sözün özü, haftaya nasıl başlıyorsun diyenlere cevabım: BEYLE 🤗 Peki sizde durumlar nasıl? 🤍
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Bir araştırma görevlisinin günlüğü tadında bir video oldu bence 🤓 İçinde karanlıklar içinde bir sabah rutini de var, ufak çaplı bir GRWM de, Oslo’dan insan manzaraları da, günde 4+ saati yolda geçen birinin bu zaman dilimlerinde üç aşağı beş yukarı neler yaptığı da 😃 Sözün özü, haftaya nasıl başlıyorsun diyenlere cevabım: BEYLE 🤗 Peki sizde durumlar nasıl? 🤍
1 sene ago
View on Instagram |
6/6

Copyright © 2023Site Powered by Pix & Hue.