
Bir önceki paylaşımda “Ego Tükenmesi” kavramından bahsetmiştim. Özetle, irade gücünün kasa benzetilip “Çok kullanırsan çok yorarsın ve tüketirsin irade gücünü” görüşünün hakim olduğu dönemden gelen bir terim. “Ego mu? Ne alakası var şimdi egoyla? Hem ego pek de güzel bir şey değil diye biliyorum.” dediğinizi duyar gibiyim. Günlük dilde kullanılan negatif konotasyonlara sahip versiyonunun aksine “Ego” kelimesi Latince’de ben/benlik anlamına gelir. Halk arasında sıkça günahı alınan bu terimi daha iyi anlayabilmek için gelin hızlıca Freudyen teoriye hızlıca bir göz atalım. Ardından irade gücüyle nasıl bir ilişkisi olabileceğini inceleyelim.
Freud’a göre insan kişiliği üç katmandan oluşuyor: id, ego ve süperego. Çok kısaca özetlemek gerekirse;
👶🏻 İd, şımarık çocuk olarak da biliniyor. İstekleri anında doyurulsun istiyor. Sabırsız, beklemeye hiç tahammülü yok.
👩🏻✈️ Süperego ise toplumsal kuralları içselleştiriyor. Toplum tarafından kabul edilen iyi, güzel davranışları sergilemeye çalışıp, sonucunda suçluluk duygusu/vicdan azabı yaşayabileceği davranışlardan uzak durmak istiyor. Geleceği düşünüp akılcı hareket edebiliyor.
Peki burada neyi farkediyoruz? İd haz ilkesiyle çalışırken süperego’nun tam tersi frenleyici, yasaklayıcı bir tutumu var değil mi? Bu ikisi arasındaki çatışmayı kim çözebilir dersiniz? Elbette, sahnenin yıldızı ego!
👩🏻⚖️ Ego için, kişiliğimizin en gerçekçi karakteri diyebiliriz. Ego, id’in bitmek bilmeyen isteklerini dış dünyanın gerçekleri doğrultusunda karşılarken süperegodan zarar görmemeye çalışır.
Örneğin, eve dönüş yolunda marketin önünden geçerken indirime giren çikolata reklamlarını gördünüz ve birdenbire çikolata yemek için müthiş bir istek duydunuz diyelim. Fakat hay aksi, cüzdanınızı evde unutmuşsunuz. Beklemeye hiç tahammülü olmayan id ipleri ele geçirdi ve içeri girip bir paket antep fıstıklı çikolata aşırıp bir çırpıda yediniz. Fakat zihninizin içinde bir ses “Hırsızlık yaptın. Bu çok kötü bir şey, sen kötü birisin.” diyor ve vicdan azabı çekmeye başlıyorsunuz. İşte bu da süperego. Bu senaryoda ego, süperego’dan zarar gördü.
Eğer ego kontrolü ele alsaydı ve id’e “Tamam anlıyorum, çikolata istiyorsun. Fakat şimdi paramız yok. İçeri girip çikolata çalmamız da doğru değil. Evden para alıp tekrar gelebiliriz belki, eğer hala çok istiyorsan.” demiş olsaydı krizi atlatmış olurdunuz, değil mi?
Bu örnekte ego, uzun vadede bize fayda sağlayacak bir şey (hırsızlık yapmamak, belki sonradan çikolatayı da o kadar istemediğimizi fark etmek) için kısa vadeli hazdan (koşa koşa içeri girip fıstıklı çikolata aşırıp yemek) vazgeçebilmemizi sağladı, değil mi?
Harika! Ego kavramı ve irade gücünün ilişkisini anladık 🤗
Bu gönderiyi Instagram’da gör