
Şu son birkaç gündür elim her yarım saatte bir, normal şartlarda belki haftada taş çatlasa 2-3 kez ziyaret ettiğim Twitter’a gidiyor. Yapmam gerekenleri aksatıyorum, suçu da derin üzüntüme, gündeme atıyorum. Fakat böyle zamanlarda içimdeki acıyı olumlu bir çıktıya dönüştürebilmenin en etkili yolunun yalnızca kendime değil, başkalarına da faydası dokunabilecek bir şeyler üretmek olduğuna inanıyorum. Zira karanlık sular başka türlü nasıl aşılır, inanın bilmiyorum.
Bugünün konusu, içinden geçtiğimiz şu zorlu süreçte hem gündemi takip etmeye hem de hayatını devam ettirmeye, işlerini aksatmadan sürdürmeye çalışan herkes için gelsin.
Minnesota Üniversitesi’nde işletme profesörü olan Sophie Leroy, “Why is it so hard to do my work?” (Neden yapmam gereken işi yapmak bu kadar zor?) isimli muhteşem makalesinde “attention residue” (dikkat artığı) kavramını ele alıyor.
Kısaca, “A görevinden B görevine geçerken, dikkatimizin hala A görevine bir miktar yapışık kalması sebebiyle B görevine dikkatimizin ancak bir parçasını verebilmemiz” durumunu açıklıyor bu kavram.
Prof. Leroy, dikkat artığının etkilerini inceleyebilmek için katılımcılarını rastgele iki gruba ayırıyor. Her iki gruptan da kendilerine verilen kelime bulmacaları üzerinde çalışmaları isteniyor ilk etapta.
Ardından gruplardan ilkine, bulmaca görevini henüz tamamlayamamışlarken, “Tamam bu kadar yeterli. Şimdi yeni ve biraz daha zorlayıcı bir göreve geçmenizi istiyoruz. Size verilen çeşitli özgeçmişleri okuyup kimleri işe alacağınıza, kimleri eleyeceğinize karar vermeniz gerekiyor.” deniliyor. İkinci gruptansa, bu zorlu ikinci göreve bulmaca görevini tamamladıktan sonra geçmeleri isteniyor.
Bulmaca görevinden özgeçmiş görevine geçmeden hemen önce, tüm katılımcılara bulmaca görevinden ortalama kaç kelime hatırlayabildiklerini görmek için bir test yapılıyor. Bu testin amacı, katılımcı gruplarının “tabaklarındaki dikkat artığının” miktarını görebilmek.
Sonuçlar, ilk görevi tamamlamadan ikinci göreve geçmek durumunda kalan grubun tabağındaki dikkat artığının diğer gruba göre anlamlı olarak daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Peki bu ikinci görevdeki performansları için ne anlama geliyor dersiniz? Tabakların ancak belli bir büyüklüğü/kapasitesi olduğunu düşünürsek, tabağında ilk görevden kalan dikkat artığı daha yüksek olanların aynı tabakta ikinci görev için ayırabilecekleri alanın daha düşük olması çok doğal olur – değil mi? İşte sonuçlar da tam da buna işaret ediyor ve ilk etaptaki bulmaca görevinden tabağında daha çok dikkat artığı kalmış olan ilk grubun, ikinci görevde diğer gruba kıyasla daha düşük bir performans gösterdiğini ortaya koyuyor.
Kısacası, bir görevden diğerine, görevleri tamamlamaksızın atlayıp durduğumuzda tabağımızda her yeni görev için daha az bir alan bırakmış oluyor ve yüksek performans sergileme olasılığımı baltalamış oluyoruz. Bu bilgiden yola çıkarak hayatınızda ne gibi değişiklikler yapabilirsiniz? Yorumlarda fikir yürütebiliriz 🌸
Kaynak:
Leroy, S. (2009). Why is it so hard to do my work? The challenge of attention residue when switching between work tasks. Organizational Behavior And Human Decision Processes, 109(2), 168-181. doi: 10.1016/j.obhdp.2009.04.002
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Ömer
Merhaba Ece, yazını okudum ve sormak istediğim bir şey var. Her zaman bir görev defterini kapatıp diğer görev defterine geçmemiz mümkün olmayabiliyor. Bunun için önerin var mı ?