• TANIŞALIM
  • BLOG
    • SİNİRBİLİM
    • PSİKOLOJİ
      • ALIŞKANLIKLAR
      • POZİTİF PSİKOLOJİ
      • BİLİŞSEL YANLILIKLAR
      • ÖĞRENME
      • VERİMLİLİK
      • İLİŞKİLER
    • KÜLTÜR
    • HİKAYELER
  • YOUTUBE
  • Ece A. Ala

  • MAĞAZA
  • SSS
  • İLETİŞİM
0

Ece A. Ala

Hikayeler, Psikoloji
/
19 Mart 2020

“OYUNUM OLMADAN”

“Oyunum olmadan, yapacak hiçbir şeyim yoktu.

Yağmur öyle şiddetli yağıyordu ki, bedenime taşlar vuruyormuş gibi hissediyordum.

Fırtınaya yakalanmış küçük bir ağaçtım.”

Bu cümleler Beatrice Alemagna’nın Hiçbir Şey Yapmama Günü isimli çocuk kitabından.

Dün kitabın sayfalarını karıştırırken bu cümlelere rastladığımda bir yumrunun kıpırdandığını hissettim içimde. Üzerine biraz konuşmak istiyorum.

Her ne kadar bu günlerde üretmeye, çalışmaya, sevdiğim işleri yapmaya devam etsem de alışık olduğum rutinlerim tepetaklak oldu bu dönemde. İnkar edemem. Ha, yepyeni rutinler de edindim tabii, edinmez miyim: Güne Twitter’da son gelişmeleri okuyarak başlamak, gün boyu asılsız haberleri doğru haberlerden ayırmaya çalışmak, ailemi günbegün sağlık durumumdan haberdar etmek. Sosyal medyada alışık olduğumdan ÇOK daha fazla zaman geçirmek. Öyle ki, Rescue Time uygulamasının söylediğine göre bilgisayarımda ve telefonumda geçirdiğim toplam zamanın %41’i bütün bu saydığım aktivitelere ayrılmış bu hafta.

Evet, panik modunda değilim. Yalnızca önlemlerimi alıp evimde karantinaya devam ediyorum. Kendim için endişelenmiyorum, sevdiklerimin aldığı tüm önlemleri bildiğim için onlar adına da endişelenmiyorum. Ama… Toplumlarda oluşan korku krizi endişelendiriyor beni, çaresiz durumda olan insanlar, belki evi olmayan, belki evinde güvende hissetmeyen, belki ülkesinde güvende hissetmeyen, belki işe gidemezse ayın sonunu getiremeyecek, kirasını ödeyemeyecek, mutfak alışverişi yapamayacak olan. Sık sık aklıma bunlar geliyor. Ülkelerin almakta çok geç kaldığı önlemler, zor durumda kalabilecek vatandaşlarını korumak adına ayırmadığı maddi kaynaklar endişelendiriyor.

Fark ediyorum. Gündelik hayatımın alışık olduğum oyunları —sabah buz gibi havada güneş doğmadan evden çıkıp otobüs beklerken ısınabilmek için durakta yerimde zıplayışlarım, anaokulunda “Eçççeee” diye pofidik tulumlarıyla koşup kucağıma atlayan çocuklarım, markete giderken dinlediğim müzikler, ya da sabah kalkıp bir bardak kahve eşliğinde başına oturduğum tezim, tek derdimin istatistik raporlamak, tez hocamla buluşmak, lab’a gitmek için Oslo’ya gidecek treni yakalamaktan, kütüphane kartımı evde unutmaktan ibaret olduğu o gündelik oyunları hayatımın— olmadan yapacak bir şeyim kalmamış gibi sanki gerçekten de.

Fark ediyorum. Ben bir küçük ağaçmışım ve yağmur yağmaya başlamış tam tepemde, yağmur damlalarıyla birlikte belki koca koca taşlar değil ama ufak çakıl taşları çarpıp duruyormuş sürekli yüzüme, gözlerime.

Oyunumu oynayamıyormuşum ya, hemen yerini dolduracak bir şeyler bulmalıymışım. Bulmuşum da. Hep buluruz zaten. Endişeyle karışık sıkıntı hissi ne zaman gelse içimizde bir boşluk oluştuğunu, elimize ne geçirebildiysek onlarla doldurmaya çalıştığımızı hayal ederim o boşluğu. Ama ne hikmetse, biz içini doldurmaya çalıştıkça büyüyüp devleşir o da.

Bir kürek dolusu toprağı, çamuru, dalı, çiçeği, solucanı içimdeki o boşluğa atmaya çalışırken yakaladım kendimi Beatrice Alemagna’nın bu satırlarını okurken. Cuma gününden bu yana içinde olduğum bu döngüyü, döngüyü sürdürdükçe içimde büyüyen o boşluğu, o boşlukla kalabilmeyi pratik etmekten hala kaçtığımı. Oysa biliyorum, bilmez miyim, o boşluk da benim bir parçam. O da kıymetli, bana öğretecekleri de. Yalnızca susup onunla diz dize oturabilmeyi başarabilirsem. “Buradasın, görüyorum.” diyebilirsem.

Şimdi sevgili okur, benim için gün, işaret parmağım ve baş parmağımın uçlarını birbirine değdirmek suretiyle oluşturduğum yuvarlaktan kendi işaret parmağını geçirmesini isteme günü boşluğumdan. İtalyanların “dolce far niente”si (“hiçbir şey yapmıyor olmanın tatlığı”) de barışma hediyemiz olur artık.

“Yalnızca mutfakta oturduk, birbirimize baktık ve sıcak çikolatalarımızın kokusunu içimize çektik. Hepsi bu. Yaptığımız tek şey buydu, bu büyülü hiçbir şey yapmama gününde.”

cümleleriyle sona eriyor Hiçbir Şey Yapmama Günü kitabı.

İşte, ben ve boşluğum için tam da böyle bir gün hayal ediyorum bugün. Telefonların, tabletlerin ve hatta bilgisayarın ortadan kalktığı, bilgi akışının kesildiği, baş başa, sapsade bir randevuya çıktığımızı. Sonrasında kalem-kağıt kullanarak bir şeyler yazdığım, yatağa uzanıp tavana bakarak güzel hayaller kurduğum, yağlı boya yapıp ellerimi kirlettiğim, uzun bir meditasyon yapıp zihnimdeki yağmurların sakinleştiğini imgelediğim bir gün.

Katılmak isteyen olursa beklerim.

Bugün itibariyle bilgi ve içerik tüketimime de önemli bir sınır koyuyorum, kendi iyiliğim için. HER ŞEYİ bilmeme de gerek var mı? Bence artık yok. Bence kendimi bu çakıl taşı yağmurundan korumak artık birincil görevim.

Çok sevgiler, kendinize iyi davranın ❤️

ETİKETLER:kişisel

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR...

SİSTEM KURMAK

31 Aralık 2018

“GRIT” VE 2 ELEMENTİ

3 Aralık 2019

NEGATİF EĞİLİM

7 Ocak 2019

#COVID-19 : UZMANLARIN “YÜZÜNÜZE DOKUNMAYIN” TAVSİYESİ ÜZERİNE

13 Mart 2020

YORUMLARINIZI DUYMAYI ÇOK İSTERİM!Cevabı iptal et

ÖNCEKİ YAZI
#COVID-19 : UZMANLARIN “YÜZÜNÜZE DOKUNMAYIN” TAVSİYESİ ÜZERİNE
SONRAKİ YAZI
NEDEN EVLERDE EKMEK YAPMAYA BAŞLADIK?

INSTAGRAM

Bu video epey paylaşıldı son günlerde ve söylemek istediğim birkaç şey vardı kendisiyle ilgili. En sonunda takip ettiğim bir kişinin daha paylaştığını görünce “belki bir yerlerde bu videoyu izlemiş ve/veya şu anda bunları duymaya ihtiyacı olan birileri olabilir” diye düşünerek hasta yatağımdan (pardon, kanepemden) kötü sesimle içimi döktüm biraz 🫂 Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili?
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Bu video epey paylaşıldı son günlerde ve söylemek istediğim birkaç şey vardı kendisiyle ilgili. En sonunda takip ettiğim bir kişinin daha paylaştığını görünce “belki bir yerlerde bu videoyu izlemiş ve/veya şu anda bunları duymaya ihtiyacı olan birileri olabilir” diye düşünerek hasta yatağımdan (pardon, kanepemden) kötü sesimle içimi döktüm biraz 🫂 Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili?
7 gün ago
View on Instagram |
1/6
Son paylaştığım videonun altına gelen bu yoruma ilk etapta hızlı bir şekilde verdiğim cevabın sonrasında biraz daha düşündüm:

Sahi, “gerçek” diye tanımladığımız şey neydi bizim?
Peki ya “gerçek” denilen şey böyle hayal edildiği gibi katı, sabit, değişmez bir şey miydi yoksa “görme biçimimiz” değişirse değişirse gerçekliğimizin de form değiştirmesi mümkün müydü?

Ardından oturup yazmaya başladım ve ortaya 90 saniyelik mini mini bir görselleştirilmiş podcast tadındaki bu video çıktı 📹 Umarım seversiniz ✨

Son olarak Deniz’e (@denizdulgeroglu) zaman ayırıp burada bahsi geçen dövmenin videosunu gönderdiği için ayrıca teşekkür ederim. Merdiven Altı Terapi’nin bu bölümünü de dinleyin bence, hızınızı alamaz tüm bölümleri dinlemek isterseniz suçlusu ben değilim ama 🌚
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Son paylaştığım videonun altına gelen bu yoruma ilk etapta hızlı bir şekilde verdiğim cevabın sonrasında biraz daha düşündüm: Sahi, “gerçek” diye tanımladığımız şey neydi bizim? Peki ya “gerçek” denilen şey böyle hayal edildiği gibi katı, sabit, değişmez bir şey miydi yoksa “görme biçimimiz” değişirse değişirse gerçekliğimizin de form değiştirmesi mümkün müydü? Ardından oturup yazmaya başladım ve ortaya 90 saniyelik mini mini bir görselleştirilmiş podcast tadındaki bu video çıktı 📹 Umarım seversiniz ✨ Son olarak Deniz’e (@denizdulgeroglu) zaman ayırıp burada bahsi geçen dövmenin videosunu gönderdiği için ayrıca teşekkür ederim. Merdiven Altı Terapi’nin bu bölümünü de dinleyin bence, hızınızı alamaz tüm bölümleri dinlemek isterseniz suçlusu ben değilim ama 🌚
2 hafta ago
View on Instagram |
2/6
Size çok kırılgan bir yerden bir şeyler anlatacağım bu akşam. Algoritmanın, bu videoyu doğru kişilerin önüne düşürmesini diliyorum o nedenle ✨

-

Yetişkin aknesiyle mücadele ettiğim şu son bir senelik süreçte akşamları cilt bakımı rutinime başlama saatim yaklaştıkça içimde de eş zamanlı bir kaygı yükselirdi benim. Banyodaki o ayna, benim için adeta bir araştırma ve inceleme merkez üssüne dönüşmüştü zira. Yüzümün her milimetresini, banyonun o parlak tepe ışığı yetmezdi de bir de üstüne aynanın mavi floresanlı ışığını açarak, titizlikle inceler, yüzümde çıkmakta olan tüm yeni akneleri tespit eder, sönmekte olan aknelerin arkalarında bana hatıra bıraktıkları lekeleri birer birer fark eder, her yeni keşfimle kalbimin bir parça daha ağırlaştığını hissederdim ❤️‍🩹 Şimdi düşününce, yüzümdeki en ufak değişimlerin bile farkında olmak, yaşadıklarım üzerinde bir parçacık da olsa kontrol sahibi hissedebilmeme olanak sağlıyordu muhtemelen. Bunu yaparak ne kendime ne de cildime iyi gelmediğimi ise çok sonraları öğrendim…

Bunu keşfediş hikayemi son podcast bölümümde daha detaylı bir şekilde anlattım, tekrar anlatıp sıkmak istemiyorum sizi o nedenle. Fakat mum ışığında cilt bakımı fikri, uygulamaya başladığım ilk günden itibaren odağımı “cildimin kusurlarından” çekip alarak “cilt bakımı sürecinden aldığım keyfe ve kendime iyi gelebilmeye” yöneltmemi sağlayan güçlü bir pratik oldu benim için 💙 Akne problemi yaşayan/yaşamayan birçok kişiye de belki bana geldiği kadar iyi gelebileceğini düşünerek burada da paylaşmak istedim.

Çok sevgiler,
Ece ✨

-

🎙 PODCAST | Yapa Yapa Öğreniyoruz - “Süreyya Hanım’ın Muhteşem Değişimi: Kendime 10 Hayat Dersi” bölümü. Spotify, Apple ve Google Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
Size çok kırılgan bir yerden bir şeyler anlatacağım bu akşam. Algoritmanın, bu videoyu doğru kişilerin önüne düşürmesini diliyorum o nedenle ✨ - Yetişkin aknesiyle mücadele ettiğim şu son bir senelik süreçte akşamları cilt bakımı rutinime başlama saatim yaklaştıkça içimde de eş zamanlı bir kaygı yükselirdi benim. Banyodaki o ayna, benim için adeta bir araştırma ve inceleme merkez üssüne dönüşmüştü zira. Yüzümün her milimetresini, banyonun o parlak tepe ışığı yetmezdi de bir de üstüne aynanın mavi floresanlı ışığını açarak, titizlikle inceler, yüzümde çıkmakta olan tüm yeni akneleri tespit eder, sönmekte olan aknelerin arkalarında bana hatıra bıraktıkları lekeleri birer birer fark eder, her yeni keşfimle kalbimin bir parça daha ağırlaştığını hissederdim ❤️‍🩹 Şimdi düşününce, yüzümdeki en ufak değişimlerin bile farkında olmak, yaşadıklarım üzerinde bir parçacık da olsa kontrol sahibi hissedebilmeme olanak sağlıyordu muhtemelen. Bunu yaparak ne kendime ne de cildime iyi gelmediğimi ise çok sonraları öğrendim… Bunu keşfediş hikayemi son podcast bölümümde daha detaylı bir şekilde anlattım, tekrar anlatıp sıkmak istemiyorum sizi o nedenle. Fakat mum ışığında cilt bakımı fikri, uygulamaya başladığım ilk günden itibaren odağımı “cildimin kusurlarından” çekip alarak “cilt bakımı sürecinden aldığım keyfe ve kendime iyi gelebilmeye” yöneltmemi sağlayan güçlü bir pratik oldu benim için 💙 Akne problemi yaşayan/yaşamayan birçok kişiye de belki bana geldiği kadar iyi gelebileceğini düşünerek burada da paylaşmak istedim.

Çok sevgiler, Ece ✨
 - 🎙 PODCAST | Yapa Yapa Öğreniyoruz - “Süreyya Hanım’ın Muhteşem Değişimi: Kendime 10 Hayat Dersi” bölümü. Spotify, Apple ve Google Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
2 hafta ago
View on Instagram |
3/6
(✨tarif en başa pinlediğim ilk yorumda✨)

🥬 Storylerde ne zaman paylaşsam DM kutumu tarif istekleriyle dolduran, son podcast bölümümde bile kendisini anmadan geçemediğim “basit kimchi (Kore turşusu)” tarifimi paylaşıyorum, hazır mısınız? 😁

🛒 Tarifim dediğime bakmayın zira tarif bana değil, Norveç’te sürekli alışveriş yaptığımız canımız süpermarketimiz Meny’ye ait (belirtmeme gerek yoktur herhalde ama reklam veya işbirliği değil 😅). Neden bu tarifi seçtin diye sorarsanız da iki cevabım var:

1) Kimchi oppskrift (tarif) diye arattığımızda Google’da karşımıza çıkan ilk tarif bu djfhgjd
2) Meny, tarifte malzemeleri tek tek adediyle ve fotoğrafıyla markette satılan formlarıyla gösterdiği için malzemelerin alışverişini tamamlamamız 3 dk falan sürüyor markette. Tabii internette türlü websitelerinde ve sosyal medyada çok daha karmaşık ve uzun tarifler bulabilirsiniz kimchi için ama beni artık azıcık tanıyorsanız bilirsiniz, nerede basitlik ve efektiflik, orada ben. O yüzden bu konuda da tarafımız belli 🌚

Neyse bu kadar gevezelik yeter, hadi tarife geçelim 👩🏽‍🌾:
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
(✨tarif en başa pinlediğim ilk yorumda✨) 🥬 Storylerde ne zaman paylaşsam DM kutumu tarif istekleriyle dolduran, son podcast bölümümde bile kendisini anmadan geçemediğim “basit kimchi (Kore turşusu)” tarifimi paylaşıyorum, hazır mısınız? 😁

🛒 Tarifim dediğime bakmayın zira tarif bana değil, Norveç’te sürekli alışveriş yaptığımız canımız süpermarketimiz Meny’ye ait (belirtmeme gerek yoktur herhalde ama reklam veya işbirliği değil 😅). Neden bu tarifi seçtin diye sorarsanız da iki cevabım var:

1) Kimchi oppskrift (tarif) diye arattığımızda Google’da karşımıza çıkan ilk tarif bu djfhgjd 2) Meny, tarifte malzemeleri tek tek adediyle ve fotoğrafıyla markette satılan formlarıyla gösterdiği için malzemelerin alışverişini tamamlamamız 3 dk falan sürüyor markette. Tabii internette türlü websitelerinde ve sosyal medyada çok daha karmaşık ve uzun tarifler bulabilirsiniz kimchi için ama beni artık azıcık tanıyorsanız bilirsiniz, nerede basitlik ve efektiflik, orada ben. O yüzden bu konuda da tarafımız belli 🌚

Neyse bu kadar gevezelik yeter, hadi tarife geçelim 👩🏽‍🌾:
3 hafta ago
View on Instagram |
4/6
🌿 Norveççe’deki en büyüleyici kelimelerden biriyle tanıştırmak isterim sizi: Friluftsliv.

🚶🏼 Birebir çevirisi “özgür-hava-yaşam” anlamına gelen bu güzel kelime, 1871’de Norveçli şair Henrik Ibsen tarafından türetilmiş. Ibsen’in On The Heights isimli bu ünlü şiirinde baş kahramanımız, “açık bir zihin” arayışında, kendini doğaya bırakmış genç bir adam. Doğaya ve temiz havaya maruz kalmanın “düşüncelerini arındırmanın” bir yolu olduğuna inanıyor. Bence hiç de haksız sayılmaz!

🏔 Friluftsliv’in Norveççe’deki anlamıysa zamanla insanların doğayla bağlantı kurmasını sağlayan her türlü aktiviteyi tanımlayacak şekilde genişlemiş. Ve günümüzde friluftsliv, Everest Dağı’na tırmanmak veya tehlikeli dağların yamaçlarında kayak yapmak gibi ekstrem aktivitelerle de ormanda yürüyüşe çıkmak veya göl kenarındaki hamakta dinlenirken kuşların cıvıltılarını dinlemek gibi hayattaki çok daha basit aktivitelerle de gerçekleştirilebiliyor :)

🦢 Bu pazar günü, tam da araştırma verilerini saatlerdir bilgisayara geçirmekten gözlerim bozulayazmışken Kim’in akşam üzeri ansızın gelen “Hadi gel, bisikletlere atlayıp doğa rezervine gidelim, biraz kuşları izleriz” teklifine balıklama atladım 🐠 Ardından oldukça spontane gelişen bu olayda, çektiğimiz oldukça spontane videoları editleyerek oldukça spontane bir friluftsliv reelı hazırlamış bulundum, umarım seversiniz 😜

-

Not: Bir milletin özünü en iyi şekilde tanımlayan kelimeleri bulmaya bayılıyorum. Norveçliler için bu kesinlikle friluftsliv bence mesela. Sizin de başka dillerden, o milleti/kültürü en iyi şekilde tanımladığını düşündüğünüz kelimeler var mı? 👀
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🌿 Norveççe’deki en büyüleyici kelimelerden biriyle tanıştırmak isterim sizi: Friluftsliv.

🚶🏼 Birebir çevirisi “özgür-hava-yaşam” anlamına gelen bu güzel kelime, 1871’de Norveçli şair Henrik Ibsen tarafından türetilmiş. Ibsen’in On The Heights isimli bu ünlü şiirinde baş kahramanımız, “açık bir zihin” arayışında, kendini doğaya bırakmış genç bir adam. Doğaya ve temiz havaya maruz kalmanın “düşüncelerini arındırmanın” bir yolu olduğuna inanıyor. Bence hiç de haksız sayılmaz!

🏔 Friluftsliv’in Norveççe’deki anlamıysa zamanla insanların doğayla bağlantı kurmasını sağlayan her türlü aktiviteyi tanımlayacak şekilde genişlemiş. Ve günümüzde friluftsliv, Everest Dağı’na tırmanmak veya tehlikeli dağların yamaçlarında kayak yapmak gibi ekstrem aktivitelerle de ormanda yürüyüşe çıkmak veya göl kenarındaki hamakta dinlenirken kuşların cıvıltılarını dinlemek gibi hayattaki çok daha basit aktivitelerle de gerçekleştirilebiliyor :)

🦢 Bu pazar günü, tam da araştırma verilerini saatlerdir bilgisayara geçirmekten gözlerim bozulayazmışken Kim’in akşam üzeri ansızın gelen “Hadi gel, bisikletlere atlayıp doğa rezervine gidelim, biraz kuşları izleriz” teklifine balıklama atladım 🐠 Ardından oldukça spontane gelişen bu olayda, çektiğimiz oldukça spontane videoları editleyerek oldukça spontane bir friluftsliv reelı hazırlamış bulundum, umarım seversiniz 😜

-

Not: Bir milletin özünü en iyi şekilde tanımlayan kelimeleri bulmaya bayılıyorum. Norveçliler için bu kesinlikle friluftsliv bence mesela. Sizin de başka dillerden, o milleti/kültürü en iyi şekilde tanımladığını düşündüğünüz kelimeler var mı? 👀
2 ay ago
View on Instagram |
5/6
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh.

🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲

👇🏼devamı yorumda👇🏼
eceaybikeala
eceaybikeala
•
Follow
🇸🇪 Bu hafta sonu, 6 yıldır direniyor olsam da en sonunda tüm Norveçlilerin yaptığını yapmaya, yani alkolden ve market alışverişinden birkaç kron tasarruf etmek için 4 saat araba yolculuğu yapıp benzine, arabalı feribota ve İsveç burgerlerine çok daha fazla para harcamaya İsveç’e gittim 🫠 İsveç’e gittim dediysem, sınırı geçtim yani. Zira “harrytur”ün olayı İsveç’e gezmeye değil günübirlik alışveriş yapmaya gitmek, alışveriş biter bitmez de arabaya atlayıp Norveç’teki evlerimize geri dönmek dfhjkfh. 🛍️ Bu öyle bir çılgınlık ki, sadece geçen yıl 16 milyar Norveç kronu harcamış Norveç’ten İsveç’e market alışverişi yapmaya giden Norveç vatandaşları. Norveçlilere sorarsanız, her ne kadar gitmeye doyamadıkları bu “harrytur”lerin amacının “indirimli alışveriş”ten ziyade “deneyim” yani aileyle/arkadaşlarla bir arabaya doluşup hep birlikte komik ve eğlenceli bir gün geçirmek olduğunu ve bütün bu çabaya %100 değdiğini savunsalar da işin içine bir miktar psikolojide “effort justification” (çabayı haklılaştırma?) dediğimiz şey de karışıyor olabilir mi, bilemiyorum Altan 🥲

🧗🏽‍♀️ Effort justification, insanların zor veya zahmetli bir şey yaptıklarında, o şeye daha yüksek bir değer atfediyor olma eğilimi en kısa tanımıyla. Bunun temeli de, burada da daha önce konuştuğumuz Bilişsel çelişki teorisi’ne, yani zihnin inanç, tutum ve davranış üçgeninde her an tutarlı olmaya ve tutarlı kalmaya duyduğu arzuya dayanıyor. Kısacası, uğruna çok zaman ve çaba harcadığım bir görevin değersiz olduğuna inanırsam inancım ve davranışım örtüşmediği için zihin “bilişsel çelişkiye” düşer, yani psikolojik stres yaşar. Bu stresten kaçınmak için yapabileceğim farklı şeyler var tabii ve uğruna daha fazla çaba harcadığım şeyleri “bu değerli/güzel/keyifli bir şey” gibi değerlendiriyor olmak bunlardan biri diyor effort justification kavramı özetle 🥲 👇🏼devamı yorumda👇🏼
2 ay ago
View on Instagram |
6/6

Copyright © 2023Site Powered by Pix & Hue.