KEDİLER İÇİN 5 ADIMDA TASMA EĞİTİMİ / İNSANLAR İÇİN ALIŞKANLIK OTURTMADA BASİT AMA ETKİLİ 1 PRENSİP

Kedimiz Askild’in bizimle yürüyüşlere çıkmasını ve tekne gezilerimize dahil olmasını çok istediğimizden bahsetmiştim bir önceki yazıda. İşte bu nedenle Askild evimize gelmeden önce, onu strese sokmadan nasıl tasma eğitimi verebileceğimizi araştırdık. Ve öğrendik ki, hemen tasmayı, kayışı takıp hoop dışarı çıkaramazmışız Askild bebeği. Bu noktaya gelebilmek için biraz zaman ve emek harcayarak adım adım yapmamız gereken şeyler varmış. Bu yazıda, kediler için tasma eğitimi üzerine öğrendiklerimizi ve deneyimlerimizi 5 aşamada özetleyip, yazının sonunda bütün bunları insan davranışlarıyla da ilgili bir noktaya bağlayacağım.
ECE, KİM VE ASKILD’İN TASMA EĞİTİMİ GÜNLÜKLERİYLE BAŞLIYORUZ:
1. “Jackpot ödül” 🏅yani Askild’in görür görmez çıldırdığı, en sevdiği ödül mamasını bulmak. Bu süreç yaklaşık 4-5 günümüzü alıyor, fakat uğruna bizi şok ederek dolabın tepesinden yere atladığı o mamayı buluyoruz. Bulur bulmaz da günlük hayatımızdan bu mamayı tamamen çıkararak yalnızca clicker eğitimi saatinde kullanılmak üzere ayırıyoruz.
2. Clicker eğitimi 🛎. Burada amaç clicker sesiyle o bayıldığı ödül maması arasında bağlantı kurmasını sağlamak (psikolojide klasik koşullanma diyoruz buna, çoğunuzun bildiği gibi). Defalarca tekrarlanıyor clicker, ödül, clicker, ödül, clicker, ödül işlemi. Askild hızla anlıyor ki clicker sesi oldukça güzel şeylerin işaretçisi 🌝
3. Tasmaya alışma. Tasma (bu aşamada kayış yok!) giydiriliyor, hemen ardından clicker ve ödül işlemi tekrarlanıyor. Tasma, clicker, ödül. Askild bu aşamada tasmadan kelimenin tam anlamıyla nefret ediyor, ama ödül maması için yapmayacağı şey yok. Bir süre sonra, tasmayla clicker ve ödül maması seansı sona erince yine tasmayla oyun seanslarını başlatıyoruz ve en sevdiği oyuncağıyla en az 15-20 dakika bol aksiyonlu oyunlar oynuyoruz. Başlarda tasmayla çok rahat hareket edemeyip oyuncağı pek kovalayamazken, bir haftadan kısa sürede üzerinde tasma hiç yokmuşçasına oyun oynamaya, hareket etmeye alışıyor 🙂
4. Bu kez denkleme kayış da ekleniyor ve üçüncü aşamadaki adımlar tekrarlanıyor. Ödül maması ve sevdiği oyunlar, tasma ve kayışla ilişkilendiriliyor. Bir müddet sonra evde tasma ve kayışla dolaşmaya tamamen alıştığına emin olduğumuzda da artık son adıma geçebileceğimizi anlıyoruz.
5. Dışarı çıkıyoruz! Bu video, Askild’in bu hafta sonu ilk kez bahçeye çıktığı ve komşumuzun meraklı tavşanıyla tanıştığı pazar gününden 😁 İlk dışarı deneyimimiz 5-10 dakikayla sınırlıydı. Şimdi vakit, her gün bu süreyi birkaç dakika uzatarak ve bahçenin daha önce deneyimlemediği bir köşesinde vakit geçirerek daha uzun yürüyüşlere minik adımlarla hazırlık yapma vakti 🌝
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Konuştuğum pek çok kedi sahibi, kedilerinin tasma hissinden nefret ettiğini, bu nedenle de dışarıda yürüyüşlere çıkmaya asla alıştıramadıklarını söyledi. Araştırmalarım ve deneyimlerim sonucunda, bu durumun, sıklıkla kedilerin hayatında ansızın 3-4 farklı ve büyük şeyi değiştirmeye çalışmaktan kaynaklandığını düşünüyorum. Sonuçta işin içinde hiç alışkın olmadıkları tasma var, kayış var, çevresel uyaranlar var, daha önce karşılaşmadıkları hayvanlar var, var da var. Hepsini bir paket halinde alıp hoop al bakalım haydi alış bunların hepsine dediğimizde olmuyor.
Babamın deyimiyle, “Fazla zorlanan kayış, kopuyor.”.
Aslına bakarsanız, kediler ve insanlar çok da farklı değiller bu noktada. Araştırmalar gösteriyor ki, kendimize koyduğumuz hedefler, değiştirmek veya kazanmak istediğimiz alışkanlıklar çoğunlukla TEK SEFERDE BİR HEDEFE VE BİR KÜÇÜK ADIMA odaklandığımızda başarılı oluyor, hayatımızda kalıcı hale geliyor. Bir anda pek çok şeyi değiştirmeye çalıştığımızda değil!
Örneğin, ben bugün sabahları 10’da kalkan, egzersiz ve meditasyon alışkanlığı hiç olmayan, kedilerden çok korkan biriysem, kendime yarından itibaren her sabah 6’da kalkıp koşuya çıkan, döner dönmez bir yarım saatini de meditasyona ayıran, yeni sahiplendiği kedisiyle uzun uzun oyun oynayıp geceleri de onunla birlikte uyuyan biri olma hedefini koyarsam yani konfor alanı çemberimi ansızın 25 adım esnetmeye çalışırsam, bir lastik gibi gerilen o çemberin, başarılı olsam bile, birkaç gün sonra elimden fırlayıp eski haline kaçıvermesi oldukça muhtemel.
E ne yapayım o zaman? Önce tek bir şey seçeyim kendime ki lastiğim kaçıvermesin fazla gerilip. Mesela uykuyu seçtim diyelim, bugün gece 2’de uyuyabilen biriysem yarın gece 10’da uyumuş olmayı hedeflemeyeyim, çünkü bu birden bire 5 adım öteye zıplamaya çalışmakla eşdeğer, lastiğim alışkın değil buna henüz. Öyleyse 15 dakika erken yatmakla başlayayım, bünyem alıştıkça aşağıya çekeyim bu süreyi. 10’da uyuma hedefime ulaşıp, bu davranışım otomatikleştikten sonra da bir sonraki hedefimi ve adımlarımı belirleyeyim.
Sürdürülemeyen, terk edilen hedeflerin pek çoğunun kökeninde dikkate alınmayan bu basit ama etkili “her seferinde tek bir şeye odaklanma” mekanizması yatıyor. Peki siz, şu an üzerine çalışmak, minik adımlarla ilerlemek istediğiniz tek bir şey seçmek isteseniz, bu şey ne olurdu? 👀
Kaynak:
Dalton, A. and Spiller, S., 2012. Too Much of a Good Thing: The Benefits of Implementation Intentions Depend on the Number of Goals. Journal of Consumer Research, 39(3), pp.600-614.