
Geçen gün Instagram DM kutumda büyük hareketliliğe yol açan “Akşamları uyumadan önce su şişemi yatağımın kenarına bırakıp sabah uyanınca ilk iş su içiyorum 💧” konulu storylerim ve akabinde yaşananlar üzerine konuşalım istiyorum biraz bugün. Onlarca mesaj aldım o gün, “Sabahları kalkınca önce dişlerini fırçalayıp dilini sıyırıp sonra oil pulling yapıp o şekilde su içMELİSİN Ece!” temalı. “İyi niyetinizi çok iyi anlıyorum ve teşekkür ederim ama ben bunları yapmıyorum ve yapmamaya da muhtemelen devam edeceğim” oldu cevabım. Ki bu da ikinci bir “Aaa neden yapmıyorsun? Lütfen açıklar mısın ben de neyi atladığımı öğreneyim.” tepki dalgasına yol açtı. Kısacası, şu çılgın tadilat ve taşınma döneminde gecenin bir vakti oturup neden sabahları su içmeden önce dişlerimi fırçalayıp dilimi sıyırıp oil pulling yapmadığımın açıklamasını yazıya dökerken buldum kendimi. Birkaç kez sesli söyleyince garip gelmemeye başlayacak, inanıyorum 😁
Öncelikle şuradan gireyim konuya, “-meli,-malı” ekleri bende hep bi’ kaşıntı yapar. Refleksif olarak sorgularım: “Gerçekten öyle mi olMALI?” 🤔
Şimdi, hepinizin benden “x,y,z bilimsel çalışmalarını eleştirel gözlerle okudum, derledim ve bu yazıda size neden su içmeden önce bu adımları takip etMEMENİZ GEREKTİĞİNİ anlatacağım.” dememi beklediğinizi biliyorum.
Ama HAYIR. Benden bunları duymayacaksınız.
Size ne söyleyeceğim biliyor musunuz?
“Ben sabahları kalkar kalkmaz su içmeye devam edeceğim. Çünkü bu bana iyi hissettiriyor. Çünkü benim yaşam tarzıma bu uygun. Çünkü sabah rutinimin bu şekilde başlaması hoşuma gidiyor. Siz de sabahları kalkıp dişlerinizi fırçalayıp dilinizi sıyırıp oil pulling yapıp su içmeye devam edeceksiniz, kuvvetle muhtemel. Çünkü belli ki bu size iyi hissettiriyor. Çünkü bu sizin yaşam tarzınıza uygun. Çünkü sabah rutininizin bu adımlarla başlaması hoşunuza gidiyor. Ve bu OK. Benimki de OK. Sizinki de OK.”
Şaşırdınız, biliyorum. Nasıl OK olabilir her iki tarafın da yaptıkları? Tek bir “doğru” olması gerekmez mi?
Şöyle bir örnek vereyim, ben yaklaşık son 2-3 senedir her gün okula/işe giderken “matpakke” (yani öğle yemeğim için çok basit, paketlenmiş açık sandviçler) hazırlıyorum evde sabahları. Pek çok Norveçli gibi benim de matpakkem için kullandığım besin kombinasyonlarım belli. Bunların dışına çıkmam pek. Neden? Çünkü gün içinde vermem gereken kararların sayısını minimuma indirerek literatürde Karar Yorgunluğu (Decision Fatigue) olarak bilinen durumu kendi günlük yaşamımdan mümkün olduğunca elimine etmek önceliklerim listesinde ilk sıralarda. Az seçeneğim olmasını seviyorum yani işin özü. O yüzden kıyafetlerim de az sayıdadır, kalemlerim de, öğle yemeği seçeneklerim de. Aynı zamanda sabahları uzuuun uzun harcayabileceğim saatlerim yok ve efektif olmayı çok seviyorum, bu nedenle 5-6 dakikada hazırlayıp çantama atabildiğim matpakkeler çok işime yarıyor. Yani anlayacağınız, matpakke kavramı benim hayat tarzıma cuk oturan, bana “Norveçliler, hay aklınızla bin yaşayın!”dedirten bir şey.
Ama hayali bir Gözde kişisi için öğlenleri sıcak yemek yemek çok önemli diyelim, Ayşe için de öğle yemeklerinin her hafta/her gün bambaşka malzemelerden hazırlanmış olması. Ayşe de Gözde de matpakke sisteminden verim alamayacaklardır büyük ihtimalle. Birkaç gün “Gün içinde vermem gereken kararların sayısını azaltmak faydalıymış. Ben de deneyeyim şu matpakke sistemini bi’.” deseler dahi uzun vadede kalıcı olmayacaktır hayatlarında. Neden? Cevap çok basit: Onların yaşam tarzına ve önceliklerine uyumlu değil!
E ne oldu şimdi? “One-size-fits-all” yani herkese uyumlu tek bir beden yokmuş değil mi? Bir kişi için tıkır tıkır işleyen ve üstelik bilimsel dayanağı da olan bir yöntem, bir başkası için işkenceye dönüşebilir veya mutsuz edebilirmiş.
Geçen gün dinlediğim bir podcast bölümünde (Simplify: You Do You), Gretchen Rubin, kendisine yöneltilen “Mutlu bir insan olmak için ne yapmalıyız? Yıllarca araştırdın. Öğrendiğin her şeyi tek bir cümlede özetleyecek olsan ne derdin?” sorusuna şöyle bir yanıt verdi: “Be Gretchen. Be Caitlin.” Yani, “Kendin ol. Kendini bil, tanı.“. Bu çok hoşuma gitti, bir kenara not aldım. Kulağa ne kadar basit ve bilindik bir şey gibi gelse de, uygulamada birçoğumuzun atladığı bir nokta.
Bu gece bunları yazarken şöyle bir düşündüm, mesele sabah rutinleri ve güne başlamak olduğunda kendimi çok iyi tanıyordum. Basitlik ve efektiflik benim birincil önceliklerimdi. Sabahları su içmek kendimi hızla daha enerjik hissetmemi sağlıyor, böylece yataktan çok daha kolay çıkabiliyordum. Yani benim yataktan çıkma aracı olarak kullandığım bir şeyi koskoca 3 adım (diş fırçalama + dil sıyırma + oil pulling) öteye koyarsak hiçbirini yapmama ve yeniden devrilip yatağa gömülme olasılığım çok yüksekti. Üstelik dişlerimi fırçaladıktan sonra belli bir süre hiçbir şey yiyip içmem istemiyordum. Ayrıca hayatımda 1-2 kez sırf meraktan denediğim oil pulling işleminden ölesiye nefret ediyordum, benim için işkencenin, ızdırabın tanımıydı. Su içmeden önce oil pulling yapma önerisiyse hiiiç mi hiç bana göre değildi. Döndük mü yine başa: Basit ol, efektif ol, alarm çalınca gözlerini aç, su şişeni aç ve lıkır lıkır iç, kolayca kalk yataktan, mutfağa git ve bas düğmesine kahve makinesinin.” Güne başlamaya hazırsın Ece!
Do what works for you!
You do you!
Bütün bu yazdıklarım doğrultusunda heybene 3 mesaj koymanı istesem neler olurdu diye düşündüm ve özetledim:
🌸 Süper-insan olmak, her şeyi “doğru” yapmak zorunda değilsin. Varsın bazı şeyler eksik olsun. Yeter ki eksik olanlar, *senin* önceliklerin kategorisinden olmasın.
🌸 Kendini bilip tanıman, karşına çıkan her bilgiyi alıp hayatına dahil etmeye çalışmadan önce “kendilik süzgeci”nden geçirmen çok değerli. Bu noktada “Bu benim yaşam tarzıma/karakterime/önceliklerime uyumlu bir şey mi?” diye sormak işine yarayabilir.
🌸 Nitekim bazen tek ihtiyacın olan “O kadar da elzem bir şey değil bu benim için. Benim önceliklerim başka.” demek olabilir.
Son olarak, eminim buraya kadar okuyup “Meh, hiç bilimsel bir şeyden bahsetmedi.” diye burun kıvıranlar da olacak. Açıkçası, her ne kadar bu postun amacı bu olmasa da, saf meraktan oturup hızlıca Google’da, PubMed’de ve Google Scholar’da arattım fakat sabahları su içmeden önce diş fırçalamanın faydaları/zararları üzerine bir bilimsel araştırmaya rastlamadım. Diş fırçalamadan ÖNCE su içmek iyidir ve diş fırçalamadan SONRA su içmek iyidir diyen doktor ve diş hekimlerinin blog yazılarına ve Quora yorumlarına ulaştım yalnızca, altını çiziyorum hiçbir bilimsel çalışmayı kaynak göstermeden yazılan yazılar bunlar. Belki alana hakim olmadığım için kullanmam gereken teknik anahtar kelimelerle arama yapamadım diye düşündüm. O nedenle diş hekimi/doktor takipçilerim varsa bizi daha çok aydınlatabilirler.
Ama dikkat: “X daha iyidir” içerikli bir yorum gelecekse mutlaka kaynakça isteyeceğim, bilginize. Yani elinizde bir bilimsel araştırma, bir veri olmadan yazmayın ki burada da bilgi kirliliği yaratmayalım 🙏
Oil pulling meselesineyse hiç girmiyorum bile zaten, onu da siz araştırın, her zaman armut piş ağzıma düş olmaz 😉
Bu gönderiyi Instagram’da gör
seyfidrmaz1
blogu geç keşfettiğim için aşırı üzgün ama bir o kadar da mutluyum, çok selamlar, keyifle takipteyim her mecradan. 🙂
Nevin Vaner
Sevgili Ece Aybike seni bugün tanıdım,sen diyorum çünkü 58 yaşındayım ve sen diye hitap edecek kadar yakın hissettim sana.Enerjin,bilgin güleryüzün,her şey in çok güzeel.Blog youtube bütün ürettiklerini okumak izlemek için sabırsızlanıyorum